Bu makale, çıkmacıların işleyişini anlatan gözlemleri özetleyerek Türkiye sınırlarını aşan hemşerilik ve sosyal ilişki ağlarıyla işleyen ikinci el ticaretine değiniyor.
Dünya Habitat Ödülleri programı, konut problemine karşı çeşitli ölçeklerde geliştirilmiş pratik, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlere odaklanırken aynı zamanda projelerin yarattığı sosyal etkiyi, deneyim ve bilgi paylaşımını da dikkate alıyor.
15 yıllık bir hak mücadelesinin sonucu olan Düzce Umut Evleri'nin hikâyesini fotoğraflar eşliğinde anlatıyoruz.
1950'lerden bir konut aktivisti olan Naim Tanyeri'nin portesi gecekonduların erken dönemdeki örgütlenme tecrübeleri üstüne çok şey anlatıyor.
Mekanda Adalet Derneği’nin sürdürdüğü Gecekondu Gazetesi: Türkiye’nin Enformel Kentleşme Haberlerini Arşivlemek adlı çalışma 1930’lardan günümüze "enformel" kentleşme, konut ve gecekondu üzerine, Türkiye’de yayımlanan günlük gazetelerde yer almış, kronolojik olarak sıralanmış yaklaşık iki bin haber, röportaj ve görüş yazısının kupürlerinin tıpkıbasımlarını ve indekslerini içeriyor.
Mahalleler Birliği, Türkiye’de son on yılda yukarıdan aşağıya dayatma şeklinde yaşanan kentsel dönüşüm sürecinin, aşağıdan yukarı büyüyen yeni bir toplumsal mücadele evresine işaret ediyor.
Slum Jagatthu yani Slum Dünyası. Mottoları “Slum sakinleri için, slum sakinlerinin yayımladığı bir gazete.”
Reclaim the City [Şehri Geri Al]1 toplumsal hareketi üyelerinin üç yıldır işgal ettiği Cissie Gool Evi, Cape Town’ın Woodstock mahallesinde 20 yıldan uzun süredir terk edilmiş bir hâlde duran bir devlet hastanesi.
PPR, 2006’dan beri, İskoçya’da ve İrlanda sınırının her iki tarafında yaşaması zor alanlarda kalan toplulukları başarısız konut politikalarına çözüm bulmak için insan haklarını pratik bir araç olarak kullanmaları yolunda destekliyor.
Sideris, konut hakkının finansallaşması ve bir yatırım aracı hâline gelmesine dair bu araştırmasında Yunanistan'a odaklanıyor.
Yazı, İtalya'nın 3. şehri Napoli'de Airbnblerin artışı ve turistleşme süreçlerine odaklanıyor.
Evsiz Ölmek evsizlerin nerede ve nasıl öldüğünü araştıran ve bunları görünür kılmaya çalışan bir proje.
Konut meselesini eviçi şiddet, kuir, evsizlik, evden çalışma, mültecilik, yaşlılık ve çocukluk başlıkları altında, uzun süredir bu alanların nabzını tutan yazarların değerlendirmeleriyle tartışmaya açıyoruz.
Mülksüzleştirmeyi halk direnişinin en sağlam şekilde yürütüldüğü yerlerden olan Gülensu, Gülsuyu ve Esentepe mahalleleri üstünden anlamaya çalışıyoruz.
MAD’ın saha gezilerinde Bekir Dindar ve M. Cevahir Akbaş'ın çektiği fotoğraflar mahallelerdeki güçlü sosyal altyapıyı ve bakım merkezli ilişkileri düşünmemize vesile oluyor.
İstanbul'da konutun dönüşümünü toplumsal bellekteki yeri; yapılı çevreyle kurduğu ilişki; plan, cephe, fotoğraf gibi belgelere yer vererek konut politikalarının mimariye yansıması üstünden anlamayı amaçlıyoruz.
İleri yaşlarda sağlıklı, güvenli, konforlu, kaliteli ve aktif bir yaşam sürdürebilecekleri mekanı kurgulamak için Üçüncü Bahar Sitesi Huzurevi Yapı ve İşletme Kooperatifi’ni kurmuşlar ve bu girişim Türkiye’de türünün ilk ve tek örneği.
Yaşlılar için birlikte yaşam mekanlarının "dayanışma" ve "bir aradalık" kavramları üzerinden değerlendirileceği bu yazıda kullanıcıların pasif konumlarından sıyrılarak aktif katılımcı oldukları üç farklı model üzerinde yoğunlaşılıyor.
Akademik ilgide yaşlı mültecilere yönelik görünmezliği, yaşlı Suriyelilerin kamusal ve mekansal görünmezliğiyle birlikte ele almak mümkün.
Bu yazıda “yaşçılık” ya da “yaş ayrımcılığı” kavramlarına değiniliyor ve İstanbul’un diğer ilçelerine kıyasla ayrıcalıklı sayılabilecek Adalar’da yaşçılık konusunda farkındalık geliştirmeyi hedefleyen Adada Yaşlanmadan Yaşamak adlı sözlü tarih çalışması ele alınıyor.
Performatif eylem sırasında insanlar aynı zamanda hem özne hem nesne, hem aktör hem izleyici olur ve bu roller arasında gidip gelir. Perspektifler arasında gidip gelebilme, izleme, dikkatini verme ve dinlemeyi pratik etme, vatandaşlar arasındaki demokratik ilişiklerinin ve toplumsal öğrenmenin temel koşullarından biridir.
Hayır, bize bu projeyi sunan, kentsel dönüşüm dayatmasıyla inşaata dayalı rant ekonomisinden cömertçe pay almak isteyen bir şirket değil, “İstanbul’un yıpranan kültür mirasını ayağa kaldırmak için” çabalayan bir hayırsever âdeta!
İstiklâl Caddesi gibi heterojen, özgür ve asi kamusal mekânlar sermayenin insafına bırakıldığında tektipleşme, iktidarların merhametine bırakıldığında ise baskıcı uygulamalarla evcilleştirilme tehdidiyle karşılaşıyor.
İstanbul’da soylulaşmanın zaman içinde birbirinden bağımsız bireylerce gerçekleşen bir süreçten, giderek daha büyük aktörlerin eliyle gerçekleşen bir sürece doğru evrilme hikâyesinin en iyi okunabildiği yer Beyoğlu.