Üçüncü Bahar Köyü yaşlılık dönemini birlikte ve dayanışma içinde geçirme fikriyle Ankara Fen Lisesi mezunlarının İzmir Seferihisar’da temellerini attığı bir yerleşim alanı. İleri yaşlarda sağlıklı, güvenli, konforlu, kaliteli ve aktif bir yaşam sürdürebilecekleri mekanı kurgulamak için Üçüncü Bahar Sitesi Huzurevi Yapı ve İşletme Kooperatifi’ni kurmuşlar ve bu girişim Türkiye’de türünün ilk ve tek örneği. Kooperatif üyeleri hem kendi anne-babalarının yaşlanma döneminde karşılaştıkları sorunları yaşamamak hem de bakımın yükünü çocuklarına vermemek için böyle bir girişimde bulunduklarını belirtiyorlar. 

Üyelerden biri Üçüncü Bahar fikrini hayata geçirmeleri için motivasyonlarını şöyle özetliyor: 

Çocuklarımız, bizim için endişelenmeye gerek duymasa, bizlerin birbirimize yettiğimizi görerek kendi yaşantılarını huzur içinde sürdürseler, bizler de onlara eziyet etmemenin verdiği mutlulukla, güven içinde, bugüne kadar paylaşamadıklarımızı paylaşarak, hep ertelediklerimizi birlikte hayata geçirerek, sporumuzu yapabildiğimiz, toprak ve tarımla uğraşabildiğimiz, tesislerinde birlikte yemek yiyebildiğimiz, güvenli, sağlık problemlerine karşı önlemler alınmış, ama hepsinden önemlisi birbirini tanıyan, anlayan, dayanışma içindeki insanlardan oluşmuş bir ortamda birlikte BÜYÜYEBİLSEK…

Üçüncü Bahar Kooperatifi, sitenin yer seçiminden yapıların iç mekanının nasıl tasarlanacağına kadar pek çok detayı düşünmüş. Örneğin Seferihisar’ın  “Sakin Şehir” olması yer seçiminde bir etken olmuş. Hatta arazinin kıyıda değil de içlerde bulunmasını, kıyıların yapılaşma baskısı altında olacağını düşünerek tercih etmişler. Diğer yandan, üzerine basa basa buranın bir yazlık ev veya ikinci konut olmadığını vurguluyorlar. Çünkü “amacımız bina yapmak ve içine girip oturmak değil, ileri yaş dönemimiz için yeni bir hayat kurmaktır” diyorlar.

Kooperatifin kuruluş aşamasında uzun süren tartışmalar ve değerlendirmeler neticesinde bir manifesto hazırlanmış. Manifestoda yer alan ilkeler şöyle sıralanıyor:

Köyün yerleşkesi;

  • Büyük ve güvenli bir yerleşim yerine yakın olmalı,
  • Her türlü ulaşım araçları ile ulaşılma olanağına elverdiğince sahip olmalı,
  • Tam teşekküllü sağlık hizmeti veren hastanelere yakın olmalı,
  • Çocuklarımızın ve diğer arkadaşlarımızın da bizleri ziyaret etmekten keyif alacakları sosyal imkânları olmalı,
  • Sosyal ve kültürel faaliyetlerimizi ve hobilerimizi sürdürebilecek imkânları olmalı,
  • Yakın çevremizin ortalama maddi koşullarına ve tercihlerine uygun olmalı.
  • Ve ayrıca; yazlık ev/ikinci konut gibi oluşumlarla karıştırılmamalıdır, esas olarak sürekli yaşam sürdüğü konutlar için olmalıdır.

Projede temel hedef, sakinlerinin yaşama koşullarına uygun, aktif ve sosyal bir yaşam sürmelerine olanak verecek bir çevrenin yaratılması. Kooperatif üyeleri, istedikleri yaşam biçimini tanımlamak ve fiziki çevreyi de bu doğrultuda düzenlemek adına yine bir dizi tartışma yürütmüş.  4-5 sene boyunca yaptıkları toplantılarda sonunda aldıkları kararları hayata geçirebilecekleri bir mimari proje için yarışma açmaya karar vermişler. Bunun için manifestodaki ilkeleri temel alan bir ihtiyaç programı hazırlamışlar. Oldukça detaylı bir çalışmanın ürünü olan ihtiyaç programında; köyün çevresiyle ilişkisinin dikkate alınması, mekanın sürdürülebilirlik kriterlerine göre inşa edilmesi, enerji verimliliğini gözeten bir yapılı çevrenin oluşturulması, tarım arazisi, konuk evleri, sürekli bakım merkezi, çocuk oyun alanları, sosyalleşme mekanları gibi köyde öngörülen faaliyet alanlarına ayrılmış mekanların tasarlanması beklenmiş. 

İhtiyaç programında öne çıkan bir detay da mekanın erişilebilirliği üzerine. Tüm çevrenin merdivensiz, tekerlekli sandalye kullanımına uygun ve en fazla %4 eğimle tasarlanması gerektiği belirtilirken evlerin de tek katlı ve hemzemin olması düşünülmüş. Ayrıca, evlerin büyüklüğü için net 75 m2  belirlenmiş; bu büyüklüğün iki kişinin rahatça yaşayabileceği bir alan sunacağı belirtilirken bu kararın, kişilerin eve kapanmak yerine sosyal yaşamını evin dışına taşımasını teşvik edeceği söyleniyor. Konutlar birbirinden uzak, bahçe içinde evler olarak değil, yakın komşuluğa izin verecek gruplar hâlinde ve bitişik şekilde tasarlanmış. Böyle bir yerleşimin, ileri yaşta çok önemli olan güvenlik ihtiyacına uygun olacağı, hizmetlerin kolay ve etkili biçimde sunulmasını sağlayacağı düşünülmüş. Şu an inşaat aşamasında olan Üçüncü Bahar Köyü’nün 2020 yılında tamamlanması öngörülüyor. 

Üçüncü Bahar Köyü yaşlı kullanıcıları hedef alan bir proje olmakla birlikte, aslında hem manifestoda hem de ihtiyaç programındaki kararlarda herkes için yaşam alanının kurulması için önemli bir çabanın gösterildiği görülüyor. Köy, sakinlerinin yaşam alanlarına dair söz söyleme ve eyleme geçme kararlılığını göstermesi ve herkes için adil mekanların yaratılmasına katkı sağlaması bakımından Türkiye’de incelenmeyi hak eden bir örnektir. 

Üçüncü Bahar Köyü yaşlılık dönemini birlikte ve dayanışma içinde geçirme fikriyle Ankara Fen Lisesi mezunlarının İzmir Seferihisar’da temellerini attığı bir yerleşim alanı. İleri yaşlarda sağlıklı, güvenli, konforlu, kaliteli ve aktif bir yaşam sürdürebilecekleri mekanı kurgulamak için Üçüncü Bahar Sitesi Huzurevi Yapı ve İşletme Kooperatifi’ni kurmuşlar ve bu girişim Türkiye’de türünün ilk ve tek örneği. Kooperatif üyeleri hem kendi anne-babalarının yaşlanma döneminde karşılaştıkları sorunları yaşamamak hem de bakımın yükünü çocuklarına vermemek için böyle bir girişimde bulunduklarını belirtiyorlar. 

Üyelerden biri Üçüncü Bahar fikrini hayata geçirmeleri için motivasyonlarını şöyle özetliyor: 

Çocuklarımız, bizim için endişelenmeye gerek duymasa, bizlerin birbirimize yettiğimizi görerek kendi yaşantılarını huzur içinde sürdürseler, bizler de onlara eziyet etmemenin verdiği mutlulukla, güven içinde, bugüne kadar paylaşamadıklarımızı paylaşarak, hep ertelediklerimizi birlikte hayata geçirerek, sporumuzu yapabildiğimiz, toprak ve tarımla uğraşabildiğimiz, tesislerinde birlikte yemek yiyebildiğimiz, güvenli, sağlık problemlerine karşı önlemler alınmış, ama hepsinden önemlisi birbirini tanıyan, anlayan, dayanışma içindeki insanlardan oluşmuş bir ortamda birlikte BÜYÜYEBİLSEK…

Üçüncü Bahar Kooperatifi, sitenin yer seçiminden yapıların iç mekanının nasıl tasarlanacağına kadar pek çok detayı düşünmüş. Örneğin Seferihisar’ın  “Sakin Şehir” olması yer seçiminde bir etken olmuş. Hatta arazinin kıyıda değil de içlerde bulunmasını, kıyıların yapılaşma baskısı altında olacağını düşünerek tercih etmişler. Diğer yandan, üzerine basa basa buranın bir yazlık ev veya ikinci konut olmadığını vurguluyorlar. Çünkü “amacımız bina yapmak ve içine girip oturmak değil, ileri yaş dönemimiz için yeni bir hayat kurmaktır” diyorlar.

Kooperatifin kuruluş aşamasında uzun süren tartışmalar ve değerlendirmeler neticesinde bir manifesto hazırlanmış. Manifestoda yer alan ilkeler şöyle sıralanıyor:

Köyün yerleşkesi;

  • Büyük ve güvenli bir yerleşim yerine yakın olmalı,
  • Her türlü ulaşım araçları ile ulaşılma olanağına elverdiğince sahip olmalı,
  • Tam teşekküllü sağlık hizmeti veren hastanelere yakın olmalı,
  • Çocuklarımızın ve diğer arkadaşlarımızın da bizleri ziyaret etmekten keyif alacakları sosyal imkânları olmalı,
  • Sosyal ve kültürel faaliyetlerimizi ve hobilerimizi sürdürebilecek imkânları olmalı,
  • Yakın çevremizin ortalama maddi koşullarına ve tercihlerine uygun olmalı.
  • Ve ayrıca; yazlık ev/ikinci konut gibi oluşumlarla karıştırılmamalıdır, esas olarak sürekli yaşam sürdüğü konutlar için olmalıdır.

Projede temel hedef, sakinlerinin yaşama koşullarına uygun, aktif ve sosyal bir yaşam sürmelerine olanak verecek bir çevrenin yaratılması. Kooperatif üyeleri, istedikleri yaşam biçimini tanımlamak ve fiziki çevreyi de bu doğrultuda düzenlemek adına yine bir dizi tartışma yürütmüş.  4-5 sene boyunca yaptıkları toplantılarda sonunda aldıkları kararları hayata geçirebilecekleri bir mimari proje için yarışma açmaya karar vermişler. Bunun için manifestodaki ilkeleri temel alan bir ihtiyaç programı hazırlamışlar. Oldukça detaylı bir çalışmanın ürünü olan ihtiyaç programında; köyün çevresiyle ilişkisinin dikkate alınması, mekanın sürdürülebilirlik kriterlerine göre inşa edilmesi, enerji verimliliğini gözeten bir yapılı çevrenin oluşturulması, tarım arazisi, konuk evleri, sürekli bakım merkezi, çocuk oyun alanları, sosyalleşme mekanları gibi köyde öngörülen faaliyet alanlarına ayrılmış mekanların tasarlanması beklenmiş. 

İhtiyaç programında öne çıkan bir detay da mekanın erişilebilirliği üzerine. Tüm çevrenin merdivensiz, tekerlekli sandalye kullanımına uygun ve en fazla %4 eğimle tasarlanması gerektiği belirtilirken evlerin de tek katlı ve hemzemin olması düşünülmüş. Ayrıca, evlerin büyüklüğü için net 75 m2  belirlenmiş; bu büyüklüğün iki kişinin rahatça yaşayabileceği bir alan sunacağı belirtilirken bu kararın, kişilerin eve kapanmak yerine sosyal yaşamını evin dışına taşımasını teşvik edeceği söyleniyor. Konutlar birbirinden uzak, bahçe içinde evler olarak değil, yakın komşuluğa izin verecek gruplar hâlinde ve bitişik şekilde tasarlanmış. Böyle bir yerleşimin, ileri yaşta çok önemli olan güvenlik ihtiyacına uygun olacağı, hizmetlerin kolay ve etkili biçimde sunulmasını sağlayacağı düşünülmüş. Şu an inşaat aşamasında olan Üçüncü Bahar Köyü’nün 2020 yılında tamamlanması öngörülüyor. 

Üçüncü Bahar Köyü yaşlı kullanıcıları hedef alan bir proje olmakla birlikte, aslında hem manifestoda hem de ihtiyaç programındaki kararlarda herkes için yaşam alanının kurulması için önemli bir çabanın gösterildiği görülüyor. Köy, sakinlerinin yaşam alanlarına dair söz söyleme ve eyleme geçme kararlılığını göstermesi ve herkes için adil mekanların yaratılmasına katkı sağlaması bakımından Türkiye’de incelenmeyi hak eden bir örnektir. 

DÖN