Bu yayın ne bir Beyoğlu nostaljisi ne de güzellemesidir. 

Kent çalışmaları, mimari, edebiyat gibi farklı alanlarda belki de en sık konu edilen, üzerine en çok yayın hazırlanan, Türkiye’nin en “görünür” yerine dair farklı bir anlatı ortaya koyma iddiasındayız. Bu çalışma ile, mekânda adalet tartışmaları ekseninde; en görünür, anıtsal, bilinen rota, mekân ve tartışma başlıklarının ötesinde Beyoğlu’nu ele alıyoruz. “Mekânın hakkını vermek” gibi bir derdimiz var. 

beyond.istanbul’da mekânda adalet tartışmalarını belli temalar ekseninde derinleştirdiğimiz serimizde ilk defa bir mekâna odaklanıyor, adaleti Beyoğlu özelinde, tarihsel derinlik, farklı kimliklerin tanınması, mekânsal erişim ve kentsel kaynakların bölüşümü üzerinden tartışıyoruz. Mekânın hafızası, dönüşümü ve mekânda verilen mücadeleler başlıkları altında bir araya getirdiğimiz yazıların ortak paydası Beyoğlu’nu bir kentsel müşterek olarak değerlendirmeleri, “Beyoğlu kimin?” ve “kimin Beyoğlusu?” sorularını merkeze almaları. 

“Mekânda Adalet ve Beyoğlu” sayısını uzun süredir Beyoğlu üzerine yaptığımız çalışmalarımızda ortaklaştığımız Liana Kuyumcuyan ile birlikte hazırladık. MAD ekibinden Barış İne ve Duygu Dağ, MAD üyeleri Çiğdem Furtuna ve Zeynep Gülru Göker ve MAD’ın Beyoğlu Haritası gönüllülerinden Özge Taşar ve Vardal Caniş bu sayının üretiminin parçası oldular. Beyoğlu’nda üreten, Beyoğlu üzerine düşünen, burası için mücadele veren araştırmacı, akademisyen, zanaatkâr, esnaf ve aktivistlerden çok değerli katkılar aldık. 

beyond.istanbul’un “Mekânda Adalet ve Beyoğlu” sayısını sadece Beyoğlu külliyatına yapılan bir ek olarak değil, Beyoğlu’na sahip çıkmak için verilen farklı kentsel mücadelelere eklemlenen bir eylem olarak olarak görüyoruz. 

Tek bir Beyoğlu olmadığını biliyoruz. 

Beyoğlu görünmek ve izlemek istediğimiz,
Hatırladığımız ve yok saydığımız yer.
Ürettiğimiz ve kendimizi yeniden ürettiğimiz,
Tüketmeden var olabildiğimiz yer.
Amaçsızca dolaştığımız, vakit öldürdüğümüz, avarelik ettiğimiz,
Dar sokaklarında kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmayı unuttuğumuz yer.
Eğlendiğimiz, özgürleştiğimiz, sınırların dışına çıktığımız, kendimiz olabildiğimiz,
Kültürel olarak beslendiğimiz yer.
Beyoğlu bize benzemeyenlerle bir arada olabildiğimiz,
Temas ettiğimiz, toplandığımız, gösterdiğimiz, ifade ettiğimiz yer.
Beyoğlu örgütlendiğimiz, siyaset yaptığımız, kentin sivil hayatına katıldığımız,
Yasaklandığımız, engellendiğimiz, gazlanarak nefessiz kaldığımız yer.
Göç ettiğimiz, geride bıraktığımız, sürüldüğümüz, yerimizden edildiğimiz,
Ekmeğimizi kazandığımız, işimizi kaybettiğimiz yer. 

Beyoğlu, olayın geçtiği yer… 

MAD adına Yaşar Adnan Adanalı

Bu yayın ne bir Beyoğlu nostaljisi ne de güzellemesidir. 

Kent çalışmaları, mimari, edebiyat gibi farklı alanlarda belki de en sık konu edilen, üzerine en çok yayın hazırlanan, Türkiye’nin en “görünür” yerine dair farklı bir anlatı ortaya koyma iddiasındayız. Bu çalışma ile, mekânda adalet tartışmaları ekseninde; en görünür, anıtsal, bilinen rota, mekân ve tartışma başlıklarının ötesinde Beyoğlu’nu ele alıyoruz. “Mekânın hakkını vermek” gibi bir derdimiz var. 

beyond.istanbul’da mekânda adalet tartışmalarını belli temalar ekseninde derinleştirdiğimiz serimizde ilk defa bir mekâna odaklanıyor, adaleti Beyoğlu özelinde, tarihsel derinlik, farklı kimliklerin tanınması, mekânsal erişim ve kentsel kaynakların bölüşümü üzerinden tartışıyoruz. Mekânın hafızası, dönüşümü ve mekânda verilen mücadeleler başlıkları altında bir araya getirdiğimiz yazıların ortak paydası Beyoğlu’nu bir kentsel müşterek olarak değerlendirmeleri, “Beyoğlu kimin?” ve “kimin Beyoğlusu?” sorularını merkeze almaları. 

“Mekânda Adalet ve Beyoğlu” sayısını uzun süredir Beyoğlu üzerine yaptığımız çalışmalarımızda ortaklaştığımız Liana Kuyumcuyan ile birlikte hazırladık. MAD ekibinden Barış İne ve Duygu Dağ, MAD üyeleri Çiğdem Furtuna ve Zeynep Gülru Göker ve MAD’ın Beyoğlu Haritası gönüllülerinden Özge Taşar ve Vardal Caniş bu sayının üretiminin parçası oldular. Beyoğlu’nda üreten, Beyoğlu üzerine düşünen, burası için mücadele veren araştırmacı, akademisyen, zanaatkâr, esnaf ve aktivistlerden çok değerli katkılar aldık. 

beyond.istanbul’un “Mekânda Adalet ve Beyoğlu” sayısını sadece Beyoğlu külliyatına yapılan bir ek olarak değil, Beyoğlu’na sahip çıkmak için verilen farklı kentsel mücadelelere eklemlenen bir eylem olarak olarak görüyoruz. 

Tek bir Beyoğlu olmadığını biliyoruz. 

Beyoğlu görünmek ve izlemek istediğimiz,
Hatırladığımız ve yok saydığımız yer.
Ürettiğimiz ve kendimizi yeniden ürettiğimiz,
Tüketmeden var olabildiğimiz yer.
Amaçsızca dolaştığımız, vakit öldürdüğümüz, avarelik ettiğimiz,
Dar sokaklarında kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmayı unuttuğumuz yer.
Eğlendiğimiz, özgürleştiğimiz, sınırların dışına çıktığımız, kendimiz olabildiğimiz,
Kültürel olarak beslendiğimiz yer.
Beyoğlu bize benzemeyenlerle bir arada olabildiğimiz,
Temas ettiğimiz, toplandığımız, gösterdiğimiz, ifade ettiğimiz yer.
Beyoğlu örgütlendiğimiz, siyaset yaptığımız, kentin sivil hayatına katıldığımız,
Yasaklandığımız, engellendiğimiz, gazlanarak nefessiz kaldığımız yer.
Göç ettiğimiz, geride bıraktığımız, sürüldüğümüz, yerimizden edildiğimiz,
Ekmeğimizi kazandığımız, işimizi kaybettiğimiz yer. 

Beyoğlu, olayın geçtiği yer… 

MAD adına Yaşar Adnan Adanalı

DÖN