Sinem Boyacı

Evrensel Tasarım kavramı ile ilgili ilk çalışmalar, yaşlı ve engelli bireyler arasında 20. yüzyıl boyunca süregiden demografik, sosyal, ekonomik ve yasamaya ilişkin değişiklikler ve bunların gözlenmesi ile başlamıştır. Bu özelliklerin değişimi ile idrak edilen halihazırdaki ihtiyaç ve gereksinimlere olan çözümcül yaklaşımlar, yerini günümüzde daha da sağlamlaştırmış olan “evrensel tasarım” kavramının çıkışına imkan sağlamıştır.

Değişen Demografiler

Engelli ve yaşlı bireyler, 20. yy’ın başlarında toplumun küçük bir azınlığını oluşturuyordu. Ortalama insan ömrü sadece 47 yıldı ve omuriliğinden ciddi anlamda yaralanmış bir kişinin hayatta kalma şansı %10’du. Kronik sağlık sorunu olan insanların çoğu da enstitülerde tedavi görüyorlardı. Günümüzde ise ortalama insan ömründe eskiye kıyasla belirgin bir artış vardır. Gelişen tıbbi yöntemlerle, yaşam standartlarının iyileşmesi ve ölümcül bulaşıcı hastalıkların çoğuna artık rastlanılmamasından dolayı ortalama insan ömrü artık 76 yıldır. Nüfusun %80’inden fazlası da 65 yaşın üzerine kadar yaşamaktadır.1

Buna ek olarak, artık çok daha fazla insan, engelli olarak yaşamını sürdürmektedir. Yaşanan iki dünya savaşının ardından çok fazla asker gazi olmuştur ve antibiyotikler ve diğer tıbbi müdahaleler, insanların daha önce ölümcül olan hastalıklardan ve kazalardan hasarsız veya kalıcı hasarlarla kurtulmasını sağlamıştır. Bunların sonucunda da nüfusun genel yaş ortalaması artmış, engelli bireyler toplumda daha görünür ve algılanır olmuştur. Herkesin ihtiyaçları ve talepleri göz önünde bulundurularak yapılmayan tasarımların kullanıcılara getirdiği sınırlama ve engellemeler, çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Bahsedilen sebeplerin de etkisiyle toplumda görünürlüğü artan engelli bireylere ve bu bireylere yönelik tasarım ve uygulamalara karşı kamusal bir duyarlılık oluşmaya başlamıştır. 

Engelli bireylerin sayısındaki ve alım gücündeki artış, ortalama insan ömrünün uzaması, teknolojinin gelişimi ile engellilerin yaşamasına yardımcı olacak teknolojik eksikliklerin belirlenmesi ve bunların iyileştirilmesi ile evrensel tasarıma olan ilgili ve gereklilik de artırmıştır.2

Engelsiz Tasarımdan Evrensel Tasarıma

2. Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada, özellikle savaşta zarar gören, herhangi bir uzvunu kaybeden askerlerin ve halkın yaşam çevrelerini yeniden düzenlemeyi hedefleyen engelsiz tasarım ve yeni bir mimari erişilebilirlik anlayışı geliştirilmeye başlanmıştır. Hedeflenen bu düzenlemelerin savunucuları, bu düzenlemeyi geliştirirken öncelikle engelli ve engelli olmayan bireylerin günlük ihtiyaçlarını karşılayan bir konseptin yasal, ekonomik ve sosyal gücü ile tanışmıştır. Mimarlar, standartların uygulanmasıyla uğraşmaya başladığında, ayrılmış erişilebilir özelliklerin daha pahalı ve genellikle estetik açıdan zevksiz olduğunu, çoğunlukla da engelli bireyler ile engelsiz bireyler arasındaki ayrımı belirginleştirdiğini fark etmiştir. Hatta engelli bireylere uyum sağlamak için gerekli olan çevresel değişikliklerin çoğunun aslında herkese fayda sağladığını da gözlemlemişlerdir. Bu şekilde çoğu tasarım özelliğinin yaygın olarak sağlanabileceğinin ve bunların daha ekonomik, ayrımcı olmayan, çekici ve pazarlanabilir olabileceğinin idrakı, evrensel tasarım hareketinin temelini atmıştır.

Evrensel Tasarım Kavramı ve Amacı

Evrensel tasarım terimi ilk olarak 1980’li yılların ortalarında Mimar Ronald L. Mace tarafından kullanılmıştır. Bu kavramın kriterlerine göre tasarlanmış çevre, tüm insanların herhangi bir adaptasyona gereksinim duymadan kullanımını sağlamaktadır. Merdivensiz, düz ayak girişler, ziyaretçilerine eserlerin açıklamalarını okuma veya dinleme seçeneği sunan müzeler, rampa ile erişilebilen yüzme havuzları, bu anlayışla tasarlanmış mekanlara birkaç örnektir.3 Burada önemli olan, tasarlanan mekanın herhangi bir kullanıcı grubunu damgalamadan, normal görünmesi ve algılanmasıdır. 

Evrensel tasarım kavramında önemli olan kullanıcıdır ve konusu engelli bireyler değil, tüm bireylerdir. Yaklaşımın ana fikri, aslında tüm insanların yaş, dil, beceri vs. gibi sebeplerden dolayı engelli olduğu kabulüdür. Bu yaklaşımı benimseyenler, farklı kullanım problemlerine bütüncül bir yaklaşımla çözüm aramaktadır. Bu arayış ve yaklaşımdaki temel hedefler de herkese imkan sağlayabilme ve eşit mesafede olabilme, bağımsızlık, konfor, güvenlik, sürdürülebilirlik, kültürel uygunluk, cinsiyete uygunluk, kapsama, kaynaştırma ve bütünleşme terimleriyle ifade edilmektedir.4

Kriterler ve Örnekler

North Carolina State Üniversitesi’nde 1996 senesinde kurulan ve temelleri Ronald L. Mace tarafından atılan Evrensel Tasarım Merkezi (The Center for Universal Design), 1997 yılında kavramı anlaşılır kılmak ve yol gösterici olmak adına Evrensel Tasarım Kriterleri’ni yayımlamıştır. ¨Her yaşa ve kabiliyete uygun tasarım¨ yaklaşımıyla belirlenen bu kriterler, en basit tanımıyla, fiziksel mekanların ve ürünlerin, ek bir yardıma veya aygıta ihtiyaç duymadan, herkes tarafından her durumda ve koşulda kullanılabilmesine olanak tanımayı amaçlayan düşünce ve tasarım anlayışıdır. Bu anlayışın temelinde, bireylerin arasında bir ortalamadan bahsedilemeyeceği, bu yüzden de ortalama birey için uygulanan çözümlerin tasarım problemini çözmediği yaklaşımı yatmaktadır. Aşağıda Evrensel Tasarım’ın 7 kriteri ve bu kriterlere örnekler sıralanmıştır:5

1-Eşitlikçi Kullanım

Tasarım, farklı engellere ve yetkinliklere sahip kişilerin tümü için kullanılabilir olmalıdır. Mahremiyet ve güvenlik koşullarının erişilebilirliği tüm kullanıcılar için eşit olmalıdır. Tasarım herkese hitap etmeli, hepsi için eşit şartlar sağlamalı, hepsine aynı mesafede olmalı, kullanıcılar arası ayrıma sebep olmamalı veya herhangi birini öne çıkarmamalıdır.

Örnek

  • Otomatik kapılar sayesinde kamusal mekanları ziyaret etmek herkes için daha kolaydır.
  • E-mail alternatifi, telefonla iletişim kurma güçlüğü çeken kişiler dahil iletişimi herkes kolaylaştırmaktadır.

2-Kullanımda Esneklik

Tasarım, çok sayıda farklı bireysel tercih ve kabiliyetlere cevap verebilmelidir. Kullanım yöntemlerine dair seçme şansı sunmalı, sağ ve sol el kullanım alternatifine sahip olmalıdır. Kullanıcı hassasiyetlerine ve olası kullanım hatalarına karşı toleranslı olmalı, kişinin kullanım temposuna ayak uydurabilmelidir.

Örnek

  • Sağ elini veya sol elini kullananlar için tasarlanmış makas.
  • Görsel, dokunsal ve işitsel bildirim yapabilen, konik uçlu kart girişi ve elle kavranabilir mesnedi olan ATM.

3-Basit ve Sezgisel Kullanım

Tasarım ürününün kullanımı, kullanıcının deneyiminden, bilgisinden, dil becerisinden ve eğitim düzeyinden bağımsız olarak kolay anlaşılabilir olmalıdır. Gereksiz karmaşıklıktan uzak olmalı, kullanıcı beklentileri ve sezgilerine cevap verebilmelidir. Her seviyede okuryazarlık bilgisine ve dil becerisine uyumlu olmalıdır. Bilgiyi önem derecesine göre sıralamalı, kullanıldığı sırada veya sonrasında etkin geri bildirim sağlamalıdır.

Örnek

  • Kamusal alanlardaki yürüyen merdivenler ve asansörler.
  • Metin olmadan, görsellerle hazırlanmış kullanım kılavuzu.

4-Algılanabilir Bilgi

Tasarım, gerekli bilgiyi ortam koşullarına veya kullanıcının duyusal becerilerine bakmaksızın kullanıcıya etkin bir şekilde iletmelidir. Gerekli bilginin yedek sunumu da olması açısından, bilgiyi farklı biçimlerde (görsel, sözlü, dokunulabilir) iletmelidir. Bilginin okunabilirliği en üst seviyede olmalı, tasarım ürününe has unsurlar kolayca açıklanabilir şekilde farklılaştırılmış olmalıdır. Algılama sınırı olan kişiler için farklı teknik ve cihazlara uyumluluk sağlamalıdır.

Örnek

  • Termostat üzerindeki dokunulabilir, görsel veya işitsel işaret ve talimatlar.
  • Havaalanları, tren garları ve metrolardaki işitsel iletişim ve sinyaller gibi yedek işaretlemeler.

5-Hataya Karşı Tolerans

Tasarım, kazalardan veya yanlış kullanımdan doğabilecek riskleri ve olumsuz sonuçları en aza indirmelidir. Tasarımın ögeleri, riski ve hatayı en aza indirecek şekilde organize edilmelidir; en çok kullanılan ögelere ulaşım en kolay olmalı, tehlikeli olanlar çıkartılmalı, ayrı tutulmalı veya korunmalıdır. Tasarımda, tehlike ve hatalara karşı uyarıların ve bozulmaya karşı dayanıklılık özelliklerinin olması gereklidir. Tasarımın kullanımı sırasında tetikte olmayı gerektirecek görevlerde bilinçsiz kullanımdan kaçınılmalıdır.

Örnek

  • Gömme kilit içerisine her iki yönde de girebilen çift ağızlı araba anahtarı.
  • Bilgisayar yazılımında kullanıcıya herhangi bir ceza olmaksızın yaptığı hatayı düzeltmesini sağlayan “geri al” özelliği.

6-Az Fiziksel Güç Gereksinimi

Tasarım, verimli ve rahat bir şekilde, çok fazla yorgunluk hissetmeden kullanılabilmelidir. Kullanıcıya doğal vücut pozisyonu ile kullanım imkanı sağlamalı, makul ölçüde efor sarf ettirmeli, kendini tekrarlayan eylemlerden ve sürekli fiziksel efor gereksiniminden kaçındırmalıdır.

Örnek

  • Kaldıraç veya halka şeklinde kapı kolu ve musluk bataryaları.
  • Anahtarsız, dokunmatik lambalar.

7-Yaklaşım ve Kullanım İçin Boyut ve Mekan

Tasarım, kullanıcının vücut ölçüsünden, duruşundan ve hareket kabiliyetinden bağımsız olarak, yaklaşım, ulaşım, hareket ettirme ve kullanım için uygun ölçü ve alanı kullanıcıya sunabilmek zorundadır. Oturan veya ayakta duran kullanıcıya ait önemli araç gereçler için temiz bir görüş alanı sağlamalı, tasarımın tüm bileşenlerine otururken veya ayakta iken rahat erişim imkanı sunmalı, farklı el büyüklüğü ve kavrama özelliklerine yönelik kullanım kolaylığı barındırmalı ve yardımcı aletlerin kullanımı ve yardımcı kişilerin hareketi için gerek ve yeterli alanı sağlayabilmelidir.

Örnek

  • Cihazlar, posta kutuları, çöp bidonları ve diğer gereçlerin ön kumandaları ve etraflarındaki ferah kullanım alanları.
  • Tüm kullanıcılara kullanım olanağı sağlayacak ve yetecek ölçülerde geniş metro kapıları.

Toplumu evrensel anlamda daha erişilebilir kılmayı ve herkes için kullanılabilir hale getirmeyi amaçlayan Evrensel Tasarım Kriterleri, erişilebilir, anlaşılabilir ve mümkün olan en geniş kapsamda kullanılabilen kapsayıcı çevrelerin geliştirilmesine yönelik ilerici ve gelişen bir yaklaşım önermektedir. Tasarıma insan odaklı yaklaşan Evrensel Tasarım, kullanıcı dostu ve kullanım rahatlığını ön plana çıkaran bir anlayışa sahipken aynı zamanda kullanıcının onuruna, haklarına ve mahremiyetine de saygılıdır.6


1—A Brief History of Universal Design, http://www.udinstitute.org/history.php adresinden erişilmiştir.

2—Özkuvancı, Özge (2013). Evrensel Tasarım- Türkiye’de ve Dünyada Engellilik Durumu, Gebze Yüksek Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Bölümü, https://engelsizbarinmaengelsizegitim.wordpress.com/ adresinden erişilmiştir.

3—Universal Design, https://en.wikipedia.org/wiki/Universal_design adresinden erişilmiştir.

4—Dostoğlu, N; Şahin, E.; Taneli, Y. (2009). Evrensel Tasarım: Tanımlar, Hedefler, İlkeler, Mimarlık Dergisi, Sayı: 347, Mimarlar Odası, Ankara. 

5—Universal Design Principles, https://projects.ncsu.edu/ncsu/design/cud/about_ud/udprinciples.htm adresinden erişilmiştir.

6—What is Universal Design?, http://universaldesign.ie/What-is-Universal-Design/Benefits-and-drivers/ adresinden erişilmiştir.

Görseller : https://projects.ncsu.edu/ncsu/design/cud/index.htm

Sinem Boyacı

Evrensel Tasarım kavramı ile ilgili ilk çalışmalar, yaşlı ve engelli bireyler arasında 20. yüzyıl boyunca süregiden demografik, sosyal, ekonomik ve yasamaya ilişkin değişiklikler ve bunların gözlenmesi ile başlamıştır. Bu özelliklerin değişimi ile idrak edilen halihazırdaki ihtiyaç ve gereksinimlere olan çözümcül yaklaşımlar, yerini günümüzde daha da sağlamlaştırmış olan “evrensel tasarım” kavramının çıkışına imkan sağlamıştır.

Değişen Demografiler

Engelli ve yaşlı bireyler, 20. yy’ın başlarında toplumun küçük bir azınlığını oluşturuyordu. Ortalama insan ömrü sadece 47 yıldı ve omuriliğinden ciddi anlamda yaralanmış bir kişinin hayatta kalma şansı %10’du. Kronik sağlık sorunu olan insanların çoğu da enstitülerde tedavi görüyorlardı. Günümüzde ise ortalama insan ömründe eskiye kıyasla belirgin bir artış vardır. Gelişen tıbbi yöntemlerle, yaşam standartlarının iyileşmesi ve ölümcül bulaşıcı hastalıkların çoğuna artık rastlanılmamasından dolayı ortalama insan ömrü artık 76 yıldır. Nüfusun %80’inden fazlası da 65 yaşın üzerine kadar yaşamaktadır.1

Buna ek olarak, artık çok daha fazla insan, engelli olarak yaşamını sürdürmektedir. Yaşanan iki dünya savaşının ardından çok fazla asker gazi olmuştur ve antibiyotikler ve diğer tıbbi müdahaleler, insanların daha önce ölümcül olan hastalıklardan ve kazalardan hasarsız veya kalıcı hasarlarla kurtulmasını sağlamıştır. Bunların sonucunda da nüfusun genel yaş ortalaması artmış, engelli bireyler toplumda daha görünür ve algılanır olmuştur. Herkesin ihtiyaçları ve talepleri göz önünde bulundurularak yapılmayan tasarımların kullanıcılara getirdiği sınırlama ve engellemeler, çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Bahsedilen sebeplerin de etkisiyle toplumda görünürlüğü artan engelli bireylere ve bu bireylere yönelik tasarım ve uygulamalara karşı kamusal bir duyarlılık oluşmaya başlamıştır. 

Engelli bireylerin sayısındaki ve alım gücündeki artış, ortalama insan ömrünün uzaması, teknolojinin gelişimi ile engellilerin yaşamasına yardımcı olacak teknolojik eksikliklerin belirlenmesi ve bunların iyileştirilmesi ile evrensel tasarıma olan ilgili ve gereklilik de artırmıştır.2

Engelsiz Tasarımdan Evrensel Tasarıma

2. Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada, özellikle savaşta zarar gören, herhangi bir uzvunu kaybeden askerlerin ve halkın yaşam çevrelerini yeniden düzenlemeyi hedefleyen engelsiz tasarım ve yeni bir mimari erişilebilirlik anlayışı geliştirilmeye başlanmıştır. Hedeflenen bu düzenlemelerin savunucuları, bu düzenlemeyi geliştirirken öncelikle engelli ve engelli olmayan bireylerin günlük ihtiyaçlarını karşılayan bir konseptin yasal, ekonomik ve sosyal gücü ile tanışmıştır. Mimarlar, standartların uygulanmasıyla uğraşmaya başladığında, ayrılmış erişilebilir özelliklerin daha pahalı ve genellikle estetik açıdan zevksiz olduğunu, çoğunlukla da engelli bireyler ile engelsiz bireyler arasındaki ayrımı belirginleştirdiğini fark etmiştir. Hatta engelli bireylere uyum sağlamak için gerekli olan çevresel değişikliklerin çoğunun aslında herkese fayda sağladığını da gözlemlemişlerdir. Bu şekilde çoğu tasarım özelliğinin yaygın olarak sağlanabileceğinin ve bunların daha ekonomik, ayrımcı olmayan, çekici ve pazarlanabilir olabileceğinin idrakı, evrensel tasarım hareketinin temelini atmıştır.

Evrensel Tasarım Kavramı ve Amacı

Evrensel tasarım terimi ilk olarak 1980’li yılların ortalarında Mimar Ronald L. Mace tarafından kullanılmıştır. Bu kavramın kriterlerine göre tasarlanmış çevre, tüm insanların herhangi bir adaptasyona gereksinim duymadan kullanımını sağlamaktadır. Merdivensiz, düz ayak girişler, ziyaretçilerine eserlerin açıklamalarını okuma veya dinleme seçeneği sunan müzeler, rampa ile erişilebilen yüzme havuzları, bu anlayışla tasarlanmış mekanlara birkaç örnektir.3 Burada önemli olan, tasarlanan mekanın herhangi bir kullanıcı grubunu damgalamadan, normal görünmesi ve algılanmasıdır. 

Evrensel tasarım kavramında önemli olan kullanıcıdır ve konusu engelli bireyler değil, tüm bireylerdir. Yaklaşımın ana fikri, aslında tüm insanların yaş, dil, beceri vs. gibi sebeplerden dolayı engelli olduğu kabulüdür. Bu yaklaşımı benimseyenler, farklı kullanım problemlerine bütüncül bir yaklaşımla çözüm aramaktadır. Bu arayış ve yaklaşımdaki temel hedefler de herkese imkan sağlayabilme ve eşit mesafede olabilme, bağımsızlık, konfor, güvenlik, sürdürülebilirlik, kültürel uygunluk, cinsiyete uygunluk, kapsama, kaynaştırma ve bütünleşme terimleriyle ifade edilmektedir.4

Kriterler ve Örnekler

North Carolina State Üniversitesi’nde 1996 senesinde kurulan ve temelleri Ronald L. Mace tarafından atılan Evrensel Tasarım Merkezi (The Center for Universal Design), 1997 yılında kavramı anlaşılır kılmak ve yol gösterici olmak adına Evrensel Tasarım Kriterleri’ni yayımlamıştır. ¨Her yaşa ve kabiliyete uygun tasarım¨ yaklaşımıyla belirlenen bu kriterler, en basit tanımıyla, fiziksel mekanların ve ürünlerin, ek bir yardıma veya aygıta ihtiyaç duymadan, herkes tarafından her durumda ve koşulda kullanılabilmesine olanak tanımayı amaçlayan düşünce ve tasarım anlayışıdır. Bu anlayışın temelinde, bireylerin arasında bir ortalamadan bahsedilemeyeceği, bu yüzden de ortalama birey için uygulanan çözümlerin tasarım problemini çözmediği yaklaşımı yatmaktadır. Aşağıda Evrensel Tasarım’ın 7 kriteri ve bu kriterlere örnekler sıralanmıştır:5

1-Eşitlikçi Kullanım

Tasarım, farklı engellere ve yetkinliklere sahip kişilerin tümü için kullanılabilir olmalıdır. Mahremiyet ve güvenlik koşullarının erişilebilirliği tüm kullanıcılar için eşit olmalıdır. Tasarım herkese hitap etmeli, hepsi için eşit şartlar sağlamalı, hepsine aynı mesafede olmalı, kullanıcılar arası ayrıma sebep olmamalı veya herhangi birini öne çıkarmamalıdır.

Örnek

  • Otomatik kapılar sayesinde kamusal mekanları ziyaret etmek herkes için daha kolaydır.
  • E-mail alternatifi, telefonla iletişim kurma güçlüğü çeken kişiler dahil iletişimi herkes kolaylaştırmaktadır.

2-Kullanımda Esneklik

Tasarım, çok sayıda farklı bireysel tercih ve kabiliyetlere cevap verebilmelidir. Kullanım yöntemlerine dair seçme şansı sunmalı, sağ ve sol el kullanım alternatifine sahip olmalıdır. Kullanıcı hassasiyetlerine ve olası kullanım hatalarına karşı toleranslı olmalı, kişinin kullanım temposuna ayak uydurabilmelidir.

Örnek

  • Sağ elini veya sol elini kullananlar için tasarlanmış makas.
  • Görsel, dokunsal ve işitsel bildirim yapabilen, konik uçlu kart girişi ve elle kavranabilir mesnedi olan ATM.

3-Basit ve Sezgisel Kullanım

Tasarım ürününün kullanımı, kullanıcının deneyiminden, bilgisinden, dil becerisinden ve eğitim düzeyinden bağımsız olarak kolay anlaşılabilir olmalıdır. Gereksiz karmaşıklıktan uzak olmalı, kullanıcı beklentileri ve sezgilerine cevap verebilmelidir. Her seviyede okuryazarlık bilgisine ve dil becerisine uyumlu olmalıdır. Bilgiyi önem derecesine göre sıralamalı, kullanıldığı sırada veya sonrasında etkin geri bildirim sağlamalıdır.

Örnek

  • Kamusal alanlardaki yürüyen merdivenler ve asansörler.
  • Metin olmadan, görsellerle hazırlanmış kullanım kılavuzu.

4-Algılanabilir Bilgi

Tasarım, gerekli bilgiyi ortam koşullarına veya kullanıcının duyusal becerilerine bakmaksızın kullanıcıya etkin bir şekilde iletmelidir. Gerekli bilginin yedek sunumu da olması açısından, bilgiyi farklı biçimlerde (görsel, sözlü, dokunulabilir) iletmelidir. Bilginin okunabilirliği en üst seviyede olmalı, tasarım ürününe has unsurlar kolayca açıklanabilir şekilde farklılaştırılmış olmalıdır. Algılama sınırı olan kişiler için farklı teknik ve cihazlara uyumluluk sağlamalıdır.

Örnek

  • Termostat üzerindeki dokunulabilir, görsel veya işitsel işaret ve talimatlar.
  • Havaalanları, tren garları ve metrolardaki işitsel iletişim ve sinyaller gibi yedek işaretlemeler.

5-Hataya Karşı Tolerans

Tasarım, kazalardan veya yanlış kullanımdan doğabilecek riskleri ve olumsuz sonuçları en aza indirmelidir. Tasarımın ögeleri, riski ve hatayı en aza indirecek şekilde organize edilmelidir; en çok kullanılan ögelere ulaşım en kolay olmalı, tehlikeli olanlar çıkartılmalı, ayrı tutulmalı veya korunmalıdır. Tasarımda, tehlike ve hatalara karşı uyarıların ve bozulmaya karşı dayanıklılık özelliklerinin olması gereklidir. Tasarımın kullanımı sırasında tetikte olmayı gerektirecek görevlerde bilinçsiz kullanımdan kaçınılmalıdır.

Örnek

  • Gömme kilit içerisine her iki yönde de girebilen çift ağızlı araba anahtarı.
  • Bilgisayar yazılımında kullanıcıya herhangi bir ceza olmaksızın yaptığı hatayı düzeltmesini sağlayan “geri al” özelliği.

6-Az Fiziksel Güç Gereksinimi

Tasarım, verimli ve rahat bir şekilde, çok fazla yorgunluk hissetmeden kullanılabilmelidir. Kullanıcıya doğal vücut pozisyonu ile kullanım imkanı sağlamalı, makul ölçüde efor sarf ettirmeli, kendini tekrarlayan eylemlerden ve sürekli fiziksel efor gereksiniminden kaçındırmalıdır.

Örnek

  • Kaldıraç veya halka şeklinde kapı kolu ve musluk bataryaları.
  • Anahtarsız, dokunmatik lambalar.

7-Yaklaşım ve Kullanım İçin Boyut ve Mekan

Tasarım, kullanıcının vücut ölçüsünden, duruşundan ve hareket kabiliyetinden bağımsız olarak, yaklaşım, ulaşım, hareket ettirme ve kullanım için uygun ölçü ve alanı kullanıcıya sunabilmek zorundadır. Oturan veya ayakta duran kullanıcıya ait önemli araç gereçler için temiz bir görüş alanı sağlamalı, tasarımın tüm bileşenlerine otururken veya ayakta iken rahat erişim imkanı sunmalı, farklı el büyüklüğü ve kavrama özelliklerine yönelik kullanım kolaylığı barındırmalı ve yardımcı aletlerin kullanımı ve yardımcı kişilerin hareketi için gerek ve yeterli alanı sağlayabilmelidir.

Örnek

  • Cihazlar, posta kutuları, çöp bidonları ve diğer gereçlerin ön kumandaları ve etraflarındaki ferah kullanım alanları.
  • Tüm kullanıcılara kullanım olanağı sağlayacak ve yetecek ölçülerde geniş metro kapıları.

Toplumu evrensel anlamda daha erişilebilir kılmayı ve herkes için kullanılabilir hale getirmeyi amaçlayan Evrensel Tasarım Kriterleri, erişilebilir, anlaşılabilir ve mümkün olan en geniş kapsamda kullanılabilen kapsayıcı çevrelerin geliştirilmesine yönelik ilerici ve gelişen bir yaklaşım önermektedir. Tasarıma insan odaklı yaklaşan Evrensel Tasarım, kullanıcı dostu ve kullanım rahatlığını ön plana çıkaran bir anlayışa sahipken aynı zamanda kullanıcının onuruna, haklarına ve mahremiyetine de saygılıdır.6


1—A Brief History of Universal Design, http://www.udinstitute.org/history.php adresinden erişilmiştir.

2—Özkuvancı, Özge (2013). Evrensel Tasarım- Türkiye’de ve Dünyada Engellilik Durumu, Gebze Yüksek Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Bölümü, https://engelsizbarinmaengelsizegitim.wordpress.com/ adresinden erişilmiştir.

3—Universal Design, https://en.wikipedia.org/wiki/Universal_design adresinden erişilmiştir.

4—Dostoğlu, N; Şahin, E.; Taneli, Y. (2009). Evrensel Tasarım: Tanımlar, Hedefler, İlkeler, Mimarlık Dergisi, Sayı: 347, Mimarlar Odası, Ankara. 

5—Universal Design Principles, https://projects.ncsu.edu/ncsu/design/cud/about_ud/udprinciples.htm adresinden erişilmiştir.

6—What is Universal Design?, http://universaldesign.ie/What-is-Universal-Design/Benefits-and-drivers/ adresinden erişilmiştir.

Görseller : https://projects.ncsu.edu/ncsu/design/cud/index.htm

DÖN