Doktora çalışmasını İstanbul’da sokak köpeklerinin yerinden edilme süreçleri üzerine sürdüren hayvan hakları aktivisti Mine Yıldırım ile İstanbul’da hayvan toplama-kapatma politikasını ve köpeklerin mekandan dışlanma süreçlerini konuştuk.
“Yeşil aklama” konusunda kamuoyunun henüz yeterince farkındalığı olmasa da, bu gibi kampanyalara Türkiye’de de oldukça aşinayız. Kimyasal atıklarla suyu ve toprağı kirleten, aynı zamanda ürünlerinin ambalaj atıkları dolayısıyla plastik kirliliğine sebep olan bir şirketin, İstanbul’u çöpkaparlarla temizlemek üzere kolları sıvaması, bunu yaparken İstanbullulardan çevreyi korumak için söz vermelerini istemesi, yeşil aklamanın tipik bir örneği. Bu gibi kampanyalar yürüten şirketler, iş yapış biçimlerinde köklü değişikliklere gitmeksizin kendilerini çevre dostu aktörler olarak konumlandırıyorlar. Aynı zamanda, neden oldukları kirliliğin sorumluluğunu da son tüketicilerin veya genel olarak bireylerin omuzlarına yıkıyorlar.
Bu yazıda, doktora araştırmam süresince İzmir’in köylerinde yaptığım saha çalışmalarına dayanarak, biyoçeşitlilik ve ekolojik sürdürülebilirlik için hayati derecede önem taşıyan mera alanlarını kırsal-ekolojik müştereklerimize dair temel tartışmalar kapsamında değerlendiriyorum. Mera alanları üzerindeki temel arazi kullanım çatışmalarına, Türkiye kırsalındaki problemlerin müşterekleri ne boyutta etkilediğine ve planlamanın bu süreçte nasıl bir araç olabileceğine dair yanıtlar bulabilmeyi amaçlıyorum.
Bükoop’un bugüne dek koruyarak getirdiği kuruluş amacı küçük üreticiden tüketiciye doğrudan bir köprü kurmak, adil, temiz ve yerel gıdayı aracısız olarak uygun fiyatla tüketiciye ulaştırmak.
Kim/hangi oluşum nerede, ne verisi tutuyor? Bir araya geliş hikâyesi ne? Saikler benzer mi? Veri nasıl elde ediliyor veya yaratılıyor? Neyle ilişkilendiriliyor? Hangi “zemin” üzerinde sunuluyor? Bu bilgi nasıl kamusallaştırılmaya çalışılıyor?
Buğday ekibi 90’lı yılların başından itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki çiftçilerle “doğayla daha barışık” bir tarım pratiği konusunda fikir alışverişinde bulundu ve yıllar içinde biriktirdiği bilgi ve deneyimi paylaşarak organik tarıma geçiş konusunda yardım etti.
Bugün müşterekler kavramı Türkiye’nin entelektüel camiasında neden heyecan uyandırıyor?
Topluma dayatılan sistematik baskıya ve haksızlıklara karşı sistematik mücadele etmeye ihtiyaç var. Sorunlu altyapıları, ağırlıklarından dolayı sadece karşı çıkarak ya da elimizi ayağımızı çekerek değiştiremiyorsak, o zaman yeni altyapılar kurmalıyız.
Bu yazıda temel muradımız bir örgütlenme deneyiminin ne kadar “müşterek” olduğunu ele alabileceğimiz bir çerçeve önerebilmek. Böylece, müşterek örgütlenme deneyimini herkes için kullanılabilir bir bilgiye çevirmenin taşlarını döşemek.
Evet, kentimizi kaybettik. Evet, yasını tutmaya ve yeniden inşa etmeye mecburuz. Ama nasıl yapacağız? Bu sorunun cevabını arıyorum günlerdir. Sarıldığım, değdiğim herkesin gözünde aynı soru: Ne olacak? Nasıl yapacağız? Bu sorulara bir katkısı olur mu bilmiyorum. Ancak sokaklarda konuşurken acısına eşlik ettiğim, dokunmaya çalıştığım, fotoğrafını çektiğim herkese, her şeye borçlu hissederek Antakya'da gördüklerimi yazmaya karar verdim.
Mera alanları biyoçeşitlilik ve ekolojik sürdürülebilirlik için hayati derecede önem taşıyor ve ekolojik müştereklere dair temel tartışmalar kapsamında.
Sivil veri hareketinin “kalkınma kayıplarının” verilerini tutmasının manası ve imkânları nedir?
Sivil toplumda var olan dayanışma ağlarını güçlendirmek ve genişletmek için hak savunucularının takip ettikleri verileri müşterekleştirmek olabilir.