Bu yazıda, afetlerden etkilenen bölgelerde konut alanlarının iyileştirilmesi ve dirençli konut alanları geliştirme yöntemlerine dair dünyadan iyi uygulamalar derlenmiştir.[1]

Risk Yönetimi Projesi

Pakistan, 2020

Pakistan’da “Daha Güvenli bir Yaşam Alanı için Yerli Bilgi ve Teknolojiyi Entegre Etme” projesi, uydu görüntülerini ve riskleri haritalamak üzere Coğrafi Bilgi Sistemlerini (GIS) kullanarak afet riskini önlemek ve Pakistan’ın köylerinde güvenli yaşam alanları oluşturmak üzere Aga Khan Agency for Habitat, Pakistan (AKAH Pakistan) tarafından kuruldu. Proje bağlamında köy sakinlerine eğitim sağlanarak yerel çevre bilinci oluşturuluyor ve afet risklerini azaltmaya yönelik inşaat teknikleri öğretilerek daha güvenli alanlarda evler inşa edilmesi sağlanıyor.

Düzce Umut Evleri

Türkiye, 2017

Düzce. Fotoğraf: Emirkan Cörüt

1999 depremleri sonrası Düzce’de on binlerce konutun yıkılmasıyla büyük bir konut problemi ortaya çıktı. Bu sorunun çözümüne yönelik devlet destekli yapılan çalışmalar yalnızca konut sahiplerini kapsadı ve kiracı olarak barındığı konutların yıkılması sonucu kiracıların konut hakkı bu süreçte ihmal edildi. Kiracıların birkaç yıl sonra deprem sonrası geçici barınma alanları olan prefabrikleri boşaltması gündeme gelince konut hakkının sağlanması için mücadele amacıyla 2003 yılında kiracı depremzedeler tarafından Türkiye’nin ilk kiracı hareketi olan Düzce Evsiz Depremzedeler Dayanışma Konut/Yapı Kooperatifi kuruldu. Uzun yıllar süren kitlesel hareketler ve lobi faaliyetleri sonucunda konutların inşaatı için devletten bir arsa tahsis edildi. Düzceli Evsiz Depremzedeler‘in gönüllü ve kooperatif deneyimiyle hayata geçirdiği Düzce Umut Evleri projesi, sürdürülen çalışmaların ve uğraşların sonucu olarak geliştirilmeye başladı. Katılımcı bir süreç dahilinde yürütülen çeşitli atölye çalışmaları, profesyonel gönüllüler dahil toplumun farklı kesimlerinden ilgi gördü. Atölye çalışmaları projenin planlanması, tasarımı ve inşaatını kapsadı. Düzce Umut Evleri projesi 2017 Dünya Habitat Ödülleri’nde finalist olarak yer aldı.[2]

Yerel İnşaat Bilgisi ve Dirençlilik

Haiti, 2018

Karayip Denizi’nde bulunan Haiti, 2010 yılında yaklaşık 250 bin insanın hayatını kaybettiği ve bir buçuk milyon insanın evsiz kaldığı yıkıcı bir deprem yaşadı. Bunun sonucu olarak büyük bir altyapı, gıda ve konut sorunu ortaya çıktı. Birçok uluslararası insani yardım kuruluşu barınma sorununu gidermek için büyük yardım organizasyonları başlatsa da konut geliştirme süreci yerel tekniklerin, iklimin ve kültürün ihmal edildiği, betonarme inşaat gibi global inşaat tekniklerinin uygulandığı bir süreç hâline gelmeye başladı. Toprak mimari ve yerel inşaat teknikleri üstüne araştırma yürüten, çalışan ve eğitimini veren, kültürel ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen CRAterre, bu süreçte etkin bir rol aldı. CRAterre’nin alternatif yaklaşımı, doğal afetlere karşı dirençli ve sürdürülebilir modeller üstüne oldu. Bu bağlamda bölgenin fiziksel, sosyal, çevresel, ekonomik ve kültürel özellikleri dikkate alınarak yerel inşaat teknikleri öğrenildi ve geliştirildi. Afetlere karşı dirençlilik sağlayan yerel inşaat bilgisinin yaygınlaştırılmasıyla beraber bölgedeki konutlar, 2016 yılında bölgeyi vuran Matthew Kasırgası’yla beraber eski pratiklere oranla daha az hasar almayı başardı.

Sumatra Adası’nda Depreme Karşı Güvenli Yaşam Alanları Oluşturmak

Endonezya, 2012

Endonezya. Kaynak: world-habitat.org

2007 yılı sonrası yıkıcı depremlere maruz kalan Sumatra ve Bengkulu’da 200 bine yakın konut yıkıldı. Deprem sonrası bölgenin yeniden yapılanma sürecini geliştiren ve uluslararası bir organizasyon olan Build Change’in odak noktası depremlerin değil, kötü inşa edilmiş binaların öldürdüğü üzerineydi. Bu noktadan hareketle, altı adımdan oluşan ve bölgenin ihtiyaçlarına uyum sağlayan bir proje modeli hazırlandı. Bu adımlar sırasıyla; bölgede gerçekleşen önceki depremlerden tecrübe kazanmak, düşük bütçeli ya da maliyetsiz tasarımlar yapmak, yerel becerileri inşa etmek, yerel talebi canlandırmak, sermayeye ulaşımı kolaylaştırmak ve değişimi gözlemlemekti. Build Change’in geliştirdiği model: ölümleri, yaralanmaları ve ekonomik kayıpları en aza indirmek için depreme dayanıklı bina tasarımını ve bu binaların inşası için gereken bilginin mühendislere, inşaatçılara, ev sahiplerine ve devlet görevlilerine aktarılmasını kapsıyor. Build Change standartlarına uygun yapılan 478 konut, 2009 yılında gerçekleşen depremde herhangi bir hasar almadı.

“Daha İyi İnşa Et”

Sri Lanka, 2008

Sri Lanka kıyılarının üçte ikisi, 2004 yılında gerçekleşen ve 50 bin kişinin hayatını kaybettiği, 120 bin konutun yok olduğu bir tsunami felaketiyle zarar gördü. 2005 yılında Practical Action tarafından tanıtılan “Daha iyi inşa et” (Building Back Better) hareketi, yerel sivil toplum kuruluşlarının ve afetten etkilenen grupların katılımıyla başladı. Proje kapsamında konutların yeniden inşası, iyileştirilmesi, geçim kaynaklarının geliştirilmesi, altyapı ve sağlık hizmetlerinin sağlanması konularında çalışmalar yürütüldü. Afetten etkilenmiş bir kısım yaşam alanı, yerel malzemeler ve uygun teknolojiler kullanılarak yeniden inşa edildi. Ayrıca ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak ve güvenli yaşam alanları inşa etmek için 1200’e yakın kişiye yeni beceriler ve bilgiler aktarıldı.

The Iberville Offsites: Soylulaştırmaya Karşı Direnç

Amerika Birleşik Devletleri, 2016

Katrina Kasırgası 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihî bir şehri olan New Orleans’ı yıkıcı bir etkiyle vurdu ve birçok insanı evsiz bıraktı. Ayrıca Afrikalı-Amerikalı topluluk başta olmak üzere kent sakinlerinin büyük bir kısmı evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yerel bir emlak şirketi olan Redmellon, adını Iberville Sosyal Konut Projesi’nden alan “The Iberville Offsites” projesini hayata geçirdi. Projenin temel odak noktası, tarihi koruma ilkeleri dahilinde, kent içinde bulunan, terk edilmiş ve boş olan mülklerin yarattığı “kötü izlenimi” ortadan kaldırıp kasırga sonucu yerlerinden edilmiş hanehalklarına karşılanabilir konut sunmaktı. Bölge, soylulaştırmaya yatkın olsa da New Orleans Kent Yönetimi tarafından konutlara yerleştirilecek olanlara 15 yıllık kira yardımı ve 35 yıllık karşılanabilir konut garantisi verildi. Proje, Kongre tarafından Global Grand Prize Winner for Excellence in Urban Design ödülüne layık görüldü. Ayrıca ABD Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı tarafından National Trust for Historic Preservation ödülünü aldı.

Kendi Kendine İyileşmek

Filipinler, 2017

Filipinler. Kaynak: world-habitat.org

2013 yılında Haiyan Tayfunu Filipinler’in büyük bir bölümünü etkiledi ve yaklaşık bir milyon konut yıkıldı. CARE International’ın bir parçası olan CARE Filipinler Ofisi’nin hayata geçirdiği Haiyan Sonrası Kendi Kendine İyileşme Konut Programı, afette yıkılan yerlerin onarımı ve iyileştirilmesi için dışarıdan bir yardım beklenmeksizin kendi kendine onarımı teşvik etti. Bu bağlamda, afetten etkilenen ailelere rehberlik, malzeme, para ve teknik yardım yapıldı. Yerel malzemelerin ve yıkılan evlerden alınan molozların kullanılmasıyla doğal afetlere karşı dirençli ve güvenli evlerin yapımı, bakımı ve sürdürülebilirliği öğretildi. Proje dahilinde 15 binden fazla aileye yardım edildi. Yardım programı 2017 Dünya Habitat Ödülü’nün sahibi oldu.

Yarım Ev

Şili, 2014

Şili, 2010 yılında 8.8 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem ve ardından gelen tsunami felaketiyle yüzleşti. Bunun sonucunda on binlerce insan hayatını ve yaşam alanını kaybetti. Constitución, deprem ve tsunamiden en çok etkilenen küçük kıyı kasabalarından birisiydi. Yaşam alanları tahrip olan düşük gelirli insanlar için yeni bir sosyal konut kavramı geliştiren mimar Alejandro Aravena, evlerin yarısını inşa etmeyi önerdi ve bu projeyi hayata geçirdi. Bu bağlamda, kamu kaynakları ya da kullanıcı bütçesinin yetersiz kaldığı durumlarda bir evin yarısını inşa edip diğer yarısını ileride kullanıcı tarafından inşa edilme potansiyeline karşı boş bırakma fikri, projenin temel felsefesi oldu. Boş bırakılan hacim, istedikleri zaman kullanıcıların kendileri ya da ufak ölçekli yükleniciler tarafından tamamlanabiliyor. “Mimarsız mimarlık” olarak anılan spatial agency kavramının bir yansıması olan proje, uygulanış şekli ve temel kriterleri açısından yoğun tartışmaları da beraberinde getirdi.[3]


[1] Düzce Umut Evleri ve Yarım Ev projeleri haricindeki projelere dair bilgiler World Habitat web sitesinden derlenmiştir. Bkz. world-habitat.org/world-habitat-awards/ (Erişim tarihi: 20 Eylül 2021)

[2] Umut Evleri. umutevleri.org (Erişim tarihi: 13 Eylül 2021)

[3] Kolson Hurley, A. (2019, 26 Eylül). How an architect who designs ‘half-houses’ rebuilt a city. Bloomberg. bloomberg.com/news/articles/2019-09-26/alejandro-aravena-on-designing-for-disaster (Erişim tarihi: 27 Kasım 2021)

Bu yazıda, afetlerden etkilenen bölgelerde konut alanlarının iyileştirilmesi ve dirençli konut alanları geliştirme yöntemlerine dair dünyadan iyi uygulamalar derlenmiştir.[1]

Risk Yönetimi Projesi

Pakistan, 2020

Pakistan’da “Daha Güvenli bir Yaşam Alanı için Yerli Bilgi ve Teknolojiyi Entegre Etme” projesi, uydu görüntülerini ve riskleri haritalamak üzere Coğrafi Bilgi Sistemlerini (GIS) kullanarak afet riskini önlemek ve Pakistan’ın köylerinde güvenli yaşam alanları oluşturmak üzere Aga Khan Agency for Habitat, Pakistan (AKAH Pakistan) tarafından kuruldu. Proje bağlamında köy sakinlerine eğitim sağlanarak yerel çevre bilinci oluşturuluyor ve afet risklerini azaltmaya yönelik inşaat teknikleri öğretilerek daha güvenli alanlarda evler inşa edilmesi sağlanıyor.

Düzce Umut Evleri

Türkiye, 2017

Düzce. Fotoğraf: Emirkan Cörüt

1999 depremleri sonrası Düzce’de on binlerce konutun yıkılmasıyla büyük bir konut problemi ortaya çıktı. Bu sorunun çözümüne yönelik devlet destekli yapılan çalışmalar yalnızca konut sahiplerini kapsadı ve kiracı olarak barındığı konutların yıkılması sonucu kiracıların konut hakkı bu süreçte ihmal edildi. Kiracıların birkaç yıl sonra deprem sonrası geçici barınma alanları olan prefabrikleri boşaltması gündeme gelince konut hakkının sağlanması için mücadele amacıyla 2003 yılında kiracı depremzedeler tarafından Türkiye’nin ilk kiracı hareketi olan Düzce Evsiz Depremzedeler Dayanışma Konut/Yapı Kooperatifi kuruldu. Uzun yıllar süren kitlesel hareketler ve lobi faaliyetleri sonucunda konutların inşaatı için devletten bir arsa tahsis edildi. Düzceli Evsiz Depremzedeler‘in gönüllü ve kooperatif deneyimiyle hayata geçirdiği Düzce Umut Evleri projesi, sürdürülen çalışmaların ve uğraşların sonucu olarak geliştirilmeye başladı. Katılımcı bir süreç dahilinde yürütülen çeşitli atölye çalışmaları, profesyonel gönüllüler dahil toplumun farklı kesimlerinden ilgi gördü. Atölye çalışmaları projenin planlanması, tasarımı ve inşaatını kapsadı. Düzce Umut Evleri projesi 2017 Dünya Habitat Ödülleri’nde finalist olarak yer aldı.[2]

Yerel İnşaat Bilgisi ve Dirençlilik

Haiti, 2018

Karayip Denizi’nde bulunan Haiti, 2010 yılında yaklaşık 250 bin insanın hayatını kaybettiği ve bir buçuk milyon insanın evsiz kaldığı yıkıcı bir deprem yaşadı. Bunun sonucu olarak büyük bir altyapı, gıda ve konut sorunu ortaya çıktı. Birçok uluslararası insani yardım kuruluşu barınma sorununu gidermek için büyük yardım organizasyonları başlatsa da konut geliştirme süreci yerel tekniklerin, iklimin ve kültürün ihmal edildiği, betonarme inşaat gibi global inşaat tekniklerinin uygulandığı bir süreç hâline gelmeye başladı. Toprak mimari ve yerel inşaat teknikleri üstüne araştırma yürüten, çalışan ve eğitimini veren, kültürel ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen CRAterre, bu süreçte etkin bir rol aldı. CRAterre’nin alternatif yaklaşımı, doğal afetlere karşı dirençli ve sürdürülebilir modeller üstüne oldu. Bu bağlamda bölgenin fiziksel, sosyal, çevresel, ekonomik ve kültürel özellikleri dikkate alınarak yerel inşaat teknikleri öğrenildi ve geliştirildi. Afetlere karşı dirençlilik sağlayan yerel inşaat bilgisinin yaygınlaştırılmasıyla beraber bölgedeki konutlar, 2016 yılında bölgeyi vuran Matthew Kasırgası’yla beraber eski pratiklere oranla daha az hasar almayı başardı.

Sumatra Adası’nda Depreme Karşı Güvenli Yaşam Alanları Oluşturmak

Endonezya, 2012

Endonezya. Kaynak: world-habitat.org

2007 yılı sonrası yıkıcı depremlere maruz kalan Sumatra ve Bengkulu’da 200 bine yakın konut yıkıldı. Deprem sonrası bölgenin yeniden yapılanma sürecini geliştiren ve uluslararası bir organizasyon olan Build Change’in odak noktası depremlerin değil, kötü inşa edilmiş binaların öldürdüğü üzerineydi. Bu noktadan hareketle, altı adımdan oluşan ve bölgenin ihtiyaçlarına uyum sağlayan bir proje modeli hazırlandı. Bu adımlar sırasıyla; bölgede gerçekleşen önceki depremlerden tecrübe kazanmak, düşük bütçeli ya da maliyetsiz tasarımlar yapmak, yerel becerileri inşa etmek, yerel talebi canlandırmak, sermayeye ulaşımı kolaylaştırmak ve değişimi gözlemlemekti. Build Change’in geliştirdiği model: ölümleri, yaralanmaları ve ekonomik kayıpları en aza indirmek için depreme dayanıklı bina tasarımını ve bu binaların inşası için gereken bilginin mühendislere, inşaatçılara, ev sahiplerine ve devlet görevlilerine aktarılmasını kapsıyor. Build Change standartlarına uygun yapılan 478 konut, 2009 yılında gerçekleşen depremde herhangi bir hasar almadı.

“Daha İyi İnşa Et”

Sri Lanka, 2008

Sri Lanka kıyılarının üçte ikisi, 2004 yılında gerçekleşen ve 50 bin kişinin hayatını kaybettiği, 120 bin konutun yok olduğu bir tsunami felaketiyle zarar gördü. 2005 yılında Practical Action tarafından tanıtılan “Daha iyi inşa et” (Building Back Better) hareketi, yerel sivil toplum kuruluşlarının ve afetten etkilenen grupların katılımıyla başladı. Proje kapsamında konutların yeniden inşası, iyileştirilmesi, geçim kaynaklarının geliştirilmesi, altyapı ve sağlık hizmetlerinin sağlanması konularında çalışmalar yürütüldü. Afetten etkilenmiş bir kısım yaşam alanı, yerel malzemeler ve uygun teknolojiler kullanılarak yeniden inşa edildi. Ayrıca ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak ve güvenli yaşam alanları inşa etmek için 1200’e yakın kişiye yeni beceriler ve bilgiler aktarıldı.

The Iberville Offsites: Soylulaştırmaya Karşı Direnç

Amerika Birleşik Devletleri, 2016

Katrina Kasırgası 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihî bir şehri olan New Orleans’ı yıkıcı bir etkiyle vurdu ve birçok insanı evsiz bıraktı. Ayrıca Afrikalı-Amerikalı topluluk başta olmak üzere kent sakinlerinin büyük bir kısmı evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yerel bir emlak şirketi olan Redmellon, adını Iberville Sosyal Konut Projesi’nden alan “The Iberville Offsites” projesini hayata geçirdi. Projenin temel odak noktası, tarihi koruma ilkeleri dahilinde, kent içinde bulunan, terk edilmiş ve boş olan mülklerin yarattığı “kötü izlenimi” ortadan kaldırıp kasırga sonucu yerlerinden edilmiş hanehalklarına karşılanabilir konut sunmaktı. Bölge, soylulaştırmaya yatkın olsa da New Orleans Kent Yönetimi tarafından konutlara yerleştirilecek olanlara 15 yıllık kira yardımı ve 35 yıllık karşılanabilir konut garantisi verildi. Proje, Kongre tarafından Global Grand Prize Winner for Excellence in Urban Design ödülüne layık görüldü. Ayrıca ABD Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı tarafından National Trust for Historic Preservation ödülünü aldı.

Kendi Kendine İyileşmek

Filipinler, 2017

Filipinler. Kaynak: world-habitat.org

2013 yılında Haiyan Tayfunu Filipinler’in büyük bir bölümünü etkiledi ve yaklaşık bir milyon konut yıkıldı. CARE International’ın bir parçası olan CARE Filipinler Ofisi’nin hayata geçirdiği Haiyan Sonrası Kendi Kendine İyileşme Konut Programı, afette yıkılan yerlerin onarımı ve iyileştirilmesi için dışarıdan bir yardım beklenmeksizin kendi kendine onarımı teşvik etti. Bu bağlamda, afetten etkilenen ailelere rehberlik, malzeme, para ve teknik yardım yapıldı. Yerel malzemelerin ve yıkılan evlerden alınan molozların kullanılmasıyla doğal afetlere karşı dirençli ve güvenli evlerin yapımı, bakımı ve sürdürülebilirliği öğretildi. Proje dahilinde 15 binden fazla aileye yardım edildi. Yardım programı 2017 Dünya Habitat Ödülü’nün sahibi oldu.

Yarım Ev

Şili, 2014

Şili, 2010 yılında 8.8 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem ve ardından gelen tsunami felaketiyle yüzleşti. Bunun sonucunda on binlerce insan hayatını ve yaşam alanını kaybetti. Constitución, deprem ve tsunamiden en çok etkilenen küçük kıyı kasabalarından birisiydi. Yaşam alanları tahrip olan düşük gelirli insanlar için yeni bir sosyal konut kavramı geliştiren mimar Alejandro Aravena, evlerin yarısını inşa etmeyi önerdi ve bu projeyi hayata geçirdi. Bu bağlamda, kamu kaynakları ya da kullanıcı bütçesinin yetersiz kaldığı durumlarda bir evin yarısını inşa edip diğer yarısını ileride kullanıcı tarafından inşa edilme potansiyeline karşı boş bırakma fikri, projenin temel felsefesi oldu. Boş bırakılan hacim, istedikleri zaman kullanıcıların kendileri ya da ufak ölçekli yükleniciler tarafından tamamlanabiliyor. “Mimarsız mimarlık” olarak anılan spatial agency kavramının bir yansıması olan proje, uygulanış şekli ve temel kriterleri açısından yoğun tartışmaları da beraberinde getirdi.[3]


[1] Düzce Umut Evleri ve Yarım Ev projeleri haricindeki projelere dair bilgiler World Habitat web sitesinden derlenmiştir. Bkz. world-habitat.org/world-habitat-awards/ (Erişim tarihi: 20 Eylül 2021)

[2] Umut Evleri. umutevleri.org (Erişim tarihi: 13 Eylül 2021)

[3] Kolson Hurley, A. (2019, 26 Eylül). How an architect who designs ‘half-houses’ rebuilt a city. Bloomberg. bloomberg.com/news/articles/2019-09-26/alejandro-aravena-on-designing-for-disaster (Erişim tarihi: 27 Kasım 2021)

DÖN