Fotoğraflar:Liana Kuyumcuyan

Sayıları giderek azalan deprem toplanma alanları, bugün yeni düzenlemeler sonucu okul bahçeleri ve parkların bulunduğu bölgeler olarak belirlenmiş durumda. Bünyesindeki bütün parkları deprem toplanma alanı olarak tanımlayan Kadıköy Belediyesi, İstanbul’da en fazla yeşil alana sahip ilçelerden. Şimdiye kadar park olarak işlevlendirilmemiş kentsel boşlukların çoktan dolduğu ilçede, bu boşluklardan biri tersine dönüşümle deprem toplanma alanı hâline getirilmişti: Caferağa Mahallesi’nde bulunan Eski Moda Sabit Pazarı veya bugünkü adıyla Moda Bostanı. Bu yazıda, Moda Bostanı Sokak ile Şair Nefi Sokak arasında kalan bu haritada tanımlı, gündelik hayatta tanımsız 3.800 metrekarelik kent boşluğundan bahsedeceğim.

Dönüşüm ve tersine dönüşümün izleri

Kadıköy’ün Caferağa Mahallesi’nde bulunan, Moda Bostanı Sokak ile Şair Nefi Sokak arasında, bugün üzerinde geniş bir yeşil alan, otopark, Moda Camii, Sağlık Ocağı ve Caferağa Muhtarlığı’nı barındıran mekân Caferağa’nın tanımlı üç deprem toplanma alanından biri. İstanbul’da örneğine çok az rastlanacak bu boşluğa bir park veya atıl alan demek tam olarak mümkün değil; zira Caferağalıların veya bölgenin ziyaretçilerinin son yıllara kadar iki sokak arasında kestirme olarak kullandığı, köpeklerini gezdirdiği veya alanda bulunan yapılara uğramak için kullandığı bir bölgeydi. Özellikle 2014 yılında, afet zamanını bekleyen bu kent boşluğu çokça gündeme geldi. Kadıköylülerin deprem toplanma alanlarını korumak üzere örgütlendiği bu alanın akıbetine gelmeden önce biraz geçmişinden bahsetmek önemli.

1939 tarihli Jacques Pervititch[1] haritasında tarla ve bostan olarak gösterilen bu alan, “Prost Yeşil Saha” olarak not düşülmüş bir bölgeydi. Osmanlı Dönemi ve erken Cumhuriyet yıllarının sayfiye yeri olan Kadıköy için, o dönem İstanbul’un nazım planını hazırlamak üzere davet edilen Henri Prost’un planlarında bu alanlara çokça “serbest saha” serpiştiriliyor. Anais M. Martin Her Yeri Resim Gibi: Küçük Moda isimli kitabında, 1930’lu yıllarda Moda Camii’nin olduğu arazinin Ermeni bir vatandaşa ait olduğunu ve alanda ahırların bulunduğunu yazıyor.[2] Kitapta, sahibinin ölümünün ardından Vakıflar’a geçen arazinin, daha sonra ismi verilmeyen “hayırsever kadın” tarafından satın alınarak bir gül bahçesine çevrildiği yazıyor.[3] İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Şehir Haritası[4] web sitesindeki eski tarihli hava görüntülerinde 1966 yılına gidebiliyoruz. Hava fotoğraflarında 1970’li yıllara kadar zemin yeşillik olarak görüntüleniyor. 1982 yılı hava görüntüsüne baktığımızda bahsettiğimiz alan tamamen beton zemin olarak karşımıza çıkarken, bugün otopark olan alanda da arabaların park ettiği görülüyor. Bazı kaynaklarda Moda Sabit Pazarı’nın 1990’lı yıllarda kurulduğu söylenirken, hava görüntülerinde alanın 1980’lerde zaten betonlaştığı ve alana taşan ufak yapıların olduğu görülebiliyor. 

Bir toplanma alanı olarak yeterli olabilmesi için parka dönüştürülmeyen bu alan, sonraki yıllarda tanımsız bir kent boşluğu olarak sürekli projelendirilmeye mahkûm oluyor.

2000’li yıllara gelindiğinde Moda Sabit Pazarı yıkılarak zemin çimlendiriliyor ve o zamandan beri de bu mekân İstanbul’un sayısı gittikçe azalan deprem toplanma alanlarından biri hâline geliyor. Bu araştırma sürecinde Moda Sabit Pazarı’nın kuruluş ve yıkılış tarihine dair net bilgiye ulaşamamış olsam da, Ekşi Sözlük’te Moda Sabit Pazarı üzerine yazılan 2005 tarihli bir yazıda alanda pazarın yıkıldığı söylenirken[5] yaptığım diğer görüşmelerde 2007 Genel Seçimlerinde hâlâ pazar olarak varlığını sürdürdüğünü söyleyenler vardı. Martin, kitabında pazarın yıkılışını şöyle anlatıyor:

Kalan bölümünde de bundan birkaç yıl öncesine kadar sabit pazar vardı. Bizler memnunduk çünkü pazar esnafı arazinin o bölümünü yeşertmişti! Çiçekler ekilmiş, ağaçlar dikilmişti. Ne yazık ki bir gün pazarın kaldırılmasına karar verildi ve onca esnaf apar topar oradan zorunlu olarak taşındı. Sonra ne mi oldu? Ne olacak bugün sabit pazardan geriye kalan tarla mezbelelik hâlde, mahallenin kedi köpek severleri sokakta yaşayan hayvanları orada besliyorlar ama ne yazık ki yiyecekleri gazete kâğıtlarıyla getirdikleri için her taraf ekşimiş yemek artığı kokuyor.[6]

Sabit Pazar’ın kaldırılışıyla alakalı yaptığım görüşmelerde, o dönem Caferağalıların ve esnafın bu duruma çok tepkili olduğu ve mahalledeki tek pazarın bu şekilde yıkılmasına karşı çıktıkları anlatıldı. Herhangi bir toplumsal talep olmaksızın pazarın yıkılması ve çoğu kişinin de deyimiyle “atıl” olarak tanımlanan bu 3.800 metrekarelik alanın yeşillendirilmesi ancak işlevlendirilmemesinin en önemli nedeni ise, deprem sonrasında alana 80 adet çadır ünitesi sığdırabilmek.[7] Bir toplanma alanı olarak yeterli olabilmesi için parka dönüştürülmeyen bu alan, sonraki yıllarda tanımsız bir kent boşluğu olarak sürekli projelendirilmeye mahkûm oluyor.

Eski Moda Sabit Pazarı, Şubat 2017.

Rant ihtiyacı

Mekânın gündeme gelmesi 2014 yılında başlıyor. Yeşil alanın hemen arkasında bulunan otoparkın bütün alanı ele geçirme ihtimali bu tarihten itibaren Eski Moda Sabit Pazarı’na yapışmış durumda. Olayların ilki, 2014 yılının Temmuz ayında alana iş makinelerinin girmesiyle başlıyor. Alan, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olmasına rağmen İstanbul 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu’ndan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne onay verildiği ve alanın üç dönümünün otopark olarak genişletilmesi üzerine bir proje hazırlandığı öğreniliyor.[8] Bu olayı takiben, Gezi Parkı eylemlerinin birinci yılına denk gelen bu tarihlerde, Gezi Parkı eylemlerindeki pratik gözetilerek alan mahalleli tarafından işgal ediliyor. Bu işgalin yanında, mahallelilerin Kadıköy Belediyesi’ne yaptığı başvurular ile itirazlar iletilerek, alanın Afet Toplanma Alanı olarak kalması için bir direniş başlıyor. Caferağa Dayanışması ve mahalle sakinlerinin başvuruları ve süregelen protestolar sonucu Kadıköy Belediyesi inşaatı durduruyor.[9]

Alanın işgali bir süre daha devam ederken, mahalleli bu tanımsız boşluğu bir şekilde sahiplenebilmek ve kullanıma açmak için belli bir bölgeye bostan kuruyor ve bu bölgeye Moda Gezi Bostanı adını veriyorlar.[10]

Bostan varlığını sürdüremese de alan, Eski Moda Sabit Pazarı yerine Moda Bostanı olarak anılmaya devam ediyor. Gezi Parkı eylemleriyle kurulan ilişki nedeniyle 2014 yılı ve sonrasında sadece Caferağa Mahallesi ve Kadıköy halkının değil, daha geniş kitlelerin dikkatini çeken ve takibe aldığı bir alan hâline geliyor.

Zamanla ilginin azalmasıyla alan yine atıllaşıyor. 2017 yılında yaptığım saha araştırmalarında alanda çok sayıda kedi ve köpek kulübesi ve çimlerin üzerinde çöpler bulunuyor, alanın tekinsizliği ve kullanışsızlığı ön plana çıkıyordu. Caferağa Mahallesi Muhtarı ve alanın kullanıcılarıyla yaptığım görüşmelerde, mekânın Moda Bostanı Sokak’a çıkan dar merdivenli geçidinin geceleri karanlık olması nedeniyle içki veya uyuşturucu kullanan kişilerce işgal edildiği söyleniyordu. Alandaki aydınlatmaların civarda bulunan konutların isteği üzerinde gece kapalı tutulduğu, bu nedenle de özellikle geceleri tekinsiz hâle geldiği için tercih edilmediğinin altı çiziliyordu. Bu tekinsizlik ve boşluk hâli alanın gitgide kirlenmesine neden olurken gündüzleri de atıl kalmasına zemin hazırlıyordu.

Sonunda 2018 yılında bu boşluk yeniden göze battı ve burada çeşitli projeler yapılacağına dair söylentiler başladı. Kadıköy Belediyesi alanı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralayarak, zemin üstüne bir çocuk yuvası ve permakültür bahçesinin, zeminin altına da daha önce planlanan otopark projesinin yapılmasını önerdi.[11] Kadıköy Gazetesi’nde çıkan bir haberde, alanda bulunan Sağlık Ocağı’nın yenileneceği ve ambulanslar için bekleme noktasının da yuva ve permakültür bahçesine ek olarak Modalıların hizmetine açılacağı yazıldı.[12] Bu projenin ortaya çıkmasıyla birlikte, alanın Şair Nefi Sokağı’nda bulunan girişinin bir kısmı çitlerle kapatıldı. Bugün dahi alana giriş sadece Muhtarlığın yanında yer alan, gündüzleri açık duran, ancak geceleri kilitlenen bir kapıyla sağlanabiliyor. Bu haberler ve çitlerin kurulmasının ardından, yine Kadıköy Gazetesi’nde Caferağalıların projeye itirazlarına yer veriliyor.[13] Mahalleliler alanın ranta açılacağına dair korkularını öne sürerken, belediye tarafında ise hem kiraladığı bu alanı bir şekilde değerlendirme hem de yıllardır semtin en işlek yerlerinden birinde bulunan bu alanın tekinsiz ve atıl hâline çözüm bulma isteği ön plana çıkıyordu.

Şair Nefi Sokak girişine yerleştirilen çitler, Haziran 2021.

Kentte boşluk korkusu

Kadıköylülerin düzenlediği imza kampanyalarında önerilen projelerin hiçbiri gerçekleşmezken, alana yerleştirilen çitler gündüz Şair Nefi Sokağı’ndan girişi daraltıp geceleri ise tamamen erişilemez bir hale getiriyor. Bu anlamda bir afet toplanma alanının nasıl etkisiz hâle getirilebileceği konusunda Moda Bostanı, eşi bulunmaz bir örnek teşkil ediyor.

2020 yılında Kadıköy Belediyesi sosyal medyada bir anket yapıyor ve bu sefer de üç proje fikri sunuyor. Anket sonucunda ise alanın geçici barınma alanı olması kararı çıkıyor.

İBB tarafından yapılan açıklamada; “Geçici barınma alanlarının, afet sonrası etkilenen insanların geçici süreli barınma ve akut şoku atlatmalarını sağlayacak altyapıya sahip, insanların en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi sistemlerin kullanılabilir hazır hâlde olması gerekiyor” ifadelerine yer verildi. İBB’nin açıklamasına göre içinde tuvaleti bulunan, haberleşme olanakları olan, sağlık üniteleri ve açık alana sahip “Moda Bostanı” diye anılan yeşil alanın geçici barınma alanı statüsünde olduğu belirtilerek; eski ve yeni muhtarlık binası, sağlık ocağı ve yeşil alanların bu ihtiyacı karşılayacağına değinildi.[14]

Bu anketin ardından “tekinsizliğe çözüm” olarak alanın Moda Bostanı Sokak’tan girişi kapatıldı. Aslında özel mülk sayılabilecek bu merdivenin kapatılmasını, orada yaşayanlar özellikle alkol ve uyuşturucu kullanan kişiler engellendiği için memnuniyetle karşıladı. Ancak bu kapatma tekinsizlik mekânı olan yeri yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda deprem ânında Moda Bostanı Sokak ve paralelindeki sokakların afet toplanma alanına erişiminde kullanılacak kestirme yolu da yok etmiş oluyor. Zaten çok az kullanılmakta olan bu alanın Şair Nefi Sokak ve Moda Bostanı Sokak arasındaki kestirme yol özelliği de kaldırılarak, alanın diğer bir kullanım potansiyeli de harcanmış oluyor. Bu şekilde sadece kedi ve köpeklerin kullandığı Moda Bostanı’nın, afet ânını bekleyen bir boşluktan başka bir anlamı kalmamış oluyor.

Son karar: Deprem toplanma alanı mı, bostan mı?

Eski Moda Sabit Pazarı, veya yeni adıyla Moda Bostanı şimdiye kadar önerilen birçok projeden mahallelinin çabaları sayesinde sağ çıkarak, Caferağa Mahallesi’nin toplanma ve çadır alanı olarak kalabildi. Caferağa Dayanışması ve mahalle sakinlerinin dayanışma pratikleri ve iyi iletişim becerileri (burada Kadıköy Belediyesi’nin projelerinden olan Mahalle Evleri’nin de katkıları sayılmalıdır) sayesinde bu alanı korumak için yapılan direniş sürse de, mekânın tek sorunu olan tanımsızlık, bir şekilde alanın sürekli olarak kullanılmasına ve sahiplenilmesine engel oldu.

31 Ağustos 2021 tarihinde Kadıköy Belediyesi, sosyal medya hesaplarından “Kadıköy Bostanları” isimli projesini duyurarak, Fenerbahçe Parkı ve Moda Bostanı’nda kişi başına 1,5 metreye 3 metrelik alanı başvuru dahilinde bostan olarak kullanıma açacağını duyurdu. Moda Bostanı için 80 kişilik başvuru açan belediye, aynı zamanda asil listedeki vatandaşların bostanı kullanmaması hâlinde 80 kişilik yedek listedeki vatandaşların hak sahibi olabileceğini, bostanların bakımını da gönüllülerin üstleneceğini belirtti.[15] İki saat içerisinde başvuruların tamamlandığı ve “ilk başvuranın yerini kaptığı” bu sisteme mahalleliler sosyal medya platformlarında tepkisini gösterdi.[16] Belediyenin web sitesinde yer aldığı üzere, “Kadıköy Bostanları” projesi 18 Eylül 2021’de kullanıma açılacak.[17] Deprem sonrası toplanma ve çadır alanı olarak belirlenen bu alanın bostan olarak kullanıma açılmasıyla birlikte alanın tanımlılığı, atıllığı ve bilinirliği gözetilerek nasıl bir hâle geleceği, takip edilmesi ve değerlendirilmesi gereken bir konu olacak. Moda Bostanı’nın etrafını çeviren çitlerin ve gece kilitlenen kapısının bostanın açılışıyla kaldırılıp kaldırılmayacağı ise, mekânın deprem toplanma alanı olarak akıbetine dair mahalleliye bir işaret verecektir.

Sonuç yerine

Bir alanın tanımsız bir kent boşluğu olması; atıl olarak adlandırılması ve ardından tekinsiz olarak etiketlenmesi aşamalarını takip ediyor. Bu tanımsızlığa duyulan korku, İstanbul’da afet toplanma ve çadır alanlarının yok olmalarıyla sonuçlanacaktır. Moda Bostanı’nın bu tartışmaların göbeğinde olmasının en büyük nedeni, alanın sürekli bu tanımsız ve afet ânını bekler hâlinin tekinsizleşmeyle ilişkilenmiş olması, bir türlü tam olarak sahiplenilmemesi ve bu nedenle boş kalmasıdır. Bu alanın açtığı tartışma, artık var olmayan diğer yerler için de düşünülmelidir: Deprem toplanma alanı olarak atanan mekânların, sadece bu amaçla tanımlanması mümkün müdür?

Bu örnekte olduğu gibi iletişim ve örgütlenme konusunda deneyimli diğer mahallelerde de karar alıcıların mahalleliyle aynı örgütlenme isteği ve becerileri gösterebilmeleri, bu tip kent boşluklarının hem varlıklarının kabul edilmesi hem de potansiyellerinin fark edilmesine katkı sağlayacaktır. Bu mekânların deprem toplanma alanı olarak varlığını sürdürememesi ve ranta açılmasının ardında, sahiplenilmedikleri için tekinsizleşmeleri ve belediyelerin son raddede alana el atması yer almaktadır. Toplanma ve çadır alanı olarak kapasitesini koruyabilmesi için bu alanlara kalıcı müdahaleler yapılmaması, alanların tanımlanamaması ve sonra da mahallelinin bu alanları hiç kullanmamasıyla sonuçlanarak içinden çıkılamaz bir döngü oluşturmaktadır.

Bu noktada hem deprem toplanma alanlarının sahiplenilmesi, bilinmesi ve korunabilmesi hem de kentte bu tip boş alanların korku mekânı olmasını engellemek için bu alanları kullanıma açmak üzere teşvik edici etkinlikler veya mobil tasarımlar önermek bir başlangıç olabilir. Deprem ânında çadır alanına dönüştürülebilecek kent mobilyaları veya basitçe sökülüp kaldırılabilecek ürünler üretmek, alanın hem bilinirliğini ve kullanılmasını sağlayabilir hem de alanın sahiplenilmesi ve kullanım pratiklerinin geliştirilmesinde rol oynayabilir. Bu anlamda belediyelerin de afet toplanma ve çadır alanlarına dair tutumu, bu tip pratiklerin önünü açmak için önem taşıyacaktır.

* Bu yazıyı yazdığım dönemde Tasarım Atölyesi Kadıköy’de tesadüfen karşılaştığım ve eski bir Caferağalı olarak bana bilgilerini aktaran Özge Güneş’e, Akademi Kadıköy sorumlusu Aras Aladağ’a ve 2017 yılında bu alanı çalışırken bana çokça vaktini ayıran ve deneyimlerini paylaşan sevgili Onur Atay’a teşekkür ediyorum.


[1] Pervititch, J. (1938). Sigorta Planı. Kadıköy. Küçük Moda. Pafta 2. SALT Araştırma. archives.saltresearch.org/handle/123456789/93770 (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[2] “Şair Nefi Sokak’ta günümüzde cami olan arazi, çok eski tarihlerde, (1930’lu yıllar) annemin küçük bir kız olduğu dönemde boşmuş. Daha doğrusu İnekçi Vahram derler bir Ermeni vatandaşa aitmiş. Ahırları varmış, inek besler ve mahalleye süt satarmış.” Martin, A. M. (2016). Her yeri resim gibi: Küçük Moda. Heyamola, s. 93.

[3] “Vahram’ın arazisi Vakıflara kalmış. Aradan yıllar geçmiş, derken hayırsever hayırsever bir kadın, araziyi devletten satın almış ve bir gül bahçesi oluşturmuş. (…) Kadıncağızın bir vasiyeti varmış; ‘Bu arazi hep yeşil alan olarak korunacak, bina yapılmayacak.’ Benim ilk gençlik yıllarımda gül bahçesinin yerinde yeller esiyordu ama arazi temiz ve boştu. Doğal ki bizim oyun alanımızdı. O dönem Moda Spor Kulübü’ne aitti.” Martin, A. M., a.g.y., s. 94.

[4] Bkz. sehirharitasi.ibb.gov.tr

[5] Ekşi Sözlük’te Moda Sabit Pazarı üzerine tek içerik 11 Ocak 2005 tarihinde “doser” isimli kullanıcı tarafından yazılmıştır: “Maalesef artık ne sabitliği ne de pazarlığı kalmış olan yıkıntı. Modalılar, en azından yeşil alan olarak kalması için mücadele etmişlerdir. Sonuçta da, altında belediye başkanının imzası bulunan bir afişte, gidişatın bu yönde olduğu açıklanmıştır. Ancak şahit olduğum bir diyalogda, bir zamanlar yanında dikildiği otoparkın devamı olarak hizmet vereceğini duymuşumdur üzülerek.” Bkz. eksisozluk.com/moda-sabit-pazari–1161492 (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[6] Martin, A. M., a.g.y., s. 95.

[7] “Caferağa mahallesinin deprem sonrası toplanma alanları Moda Parkı, Moda Küçük Park ve Moda Sabit Pazarı ve Otoparkı’dır. Moda Sabit Pazarı ve Otoparkı 80 çadır kapasitesiyle, Kadıköy Anadolu Lisesi ise 250 çadır kapasitesiyle mahallenin deprem sonrasında kullanabileceği alanlardır.” Korgavuş, B. ve Ersoy, M. (2015, Mayıs 7-9). Kadıköy İlçesi Kentsel Açık ve Yeşil Alanlarının Olası İstanbul Depreminde Yeterliliğinin İrdelenmesi [Konferans bildirisi]. International Burdur Earthquake & Environment Symposium (IBEES2015), Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Burdur.

[8] Gürkan, E.T.(2014, 14 Nisan). Moda’ya ‘Gezi Bostanı’. Arkitera.com. arkitera.com/haber/modaya-gezi-bostani/ (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[9] Gazete Kadıköy (2014, 22 Ağustos). Moda Bostanı’nda halk kazandı. https://www.gazetekadikoy.com.tr/gundem/moda-bostani039nda-halk-kazandi (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[10] Gürkan, E.T., a.g.y.

[11] Yeşil Gazete (2018, 12 Şubat). Kadıköy Moda’ya hem permakültür bahçesi hem de yeşil yuva. yesilgazete.org/kadikoy-modaya-hem-permakultur-bahcesi-hem-de-yesil-yuva/ (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[12] Giden, A. (2018, 8 Şubat). Moda’ya ve Kadıköy’lülere hayırlı olsun… Kadıköy Gazetesi, kadikoygazetesi.com/61015-modaya-ve-kadikoylulere-hayirli-olsun (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[13] Giden, A. (2018, 22 Şubat) Modalılar ikiye bölündü! Moda Bostanı’nda ne olacak? İşte ayrıntılar… Kadıköy Gazetesi, kadikoygazetesi.com/61354-modalilar-ikiye-bolundu-moda-bostaninda-ne-olacak-iste-ayrintilar (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[14] Toprakkaya, C. (2020, 28 Ocak). Moda Bostanı “geçici barınma alanı” ilan edildi. Kadıköy Life, kadikoylife.com/moda-bostani-gecici-barinma-alani-ilan-edildi/ (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[15] Bkz. bostan.kadikoy.bel.tr/genel-sartlar

[16] Kadıköy Belediyesi’nin Instagram hesabından duyurduğu 31 Ağustos 2021 tarihli Kadıköy Bostanı isimli gönderisine gelen yorumlarda, yerlerin ilk 2 saat içerisinde tükendiği yazıyor. Bkz. instagram.com/p/CTPjd9FqphX/

[17] Bu yazıyı Eylül 2021’de teslim ettiğimi ve alanın bostan olarak kullanıma açılışını henüz görmediğimi belirtmek isterim.

Fotoğraflar:Liana Kuyumcuyan

Sayıları giderek azalan deprem toplanma alanları, bugün yeni düzenlemeler sonucu okul bahçeleri ve parkların bulunduğu bölgeler olarak belirlenmiş durumda. Bünyesindeki bütün parkları deprem toplanma alanı olarak tanımlayan Kadıköy Belediyesi, İstanbul’da en fazla yeşil alana sahip ilçelerden. Şimdiye kadar park olarak işlevlendirilmemiş kentsel boşlukların çoktan dolduğu ilçede, bu boşluklardan biri tersine dönüşümle deprem toplanma alanı hâline getirilmişti: Caferağa Mahallesi’nde bulunan Eski Moda Sabit Pazarı veya bugünkü adıyla Moda Bostanı. Bu yazıda, Moda Bostanı Sokak ile Şair Nefi Sokak arasında kalan bu haritada tanımlı, gündelik hayatta tanımsız 3.800 metrekarelik kent boşluğundan bahsedeceğim.

Dönüşüm ve tersine dönüşümün izleri

Kadıköy’ün Caferağa Mahallesi’nde bulunan, Moda Bostanı Sokak ile Şair Nefi Sokak arasında, bugün üzerinde geniş bir yeşil alan, otopark, Moda Camii, Sağlık Ocağı ve Caferağa Muhtarlığı’nı barındıran mekân Caferağa’nın tanımlı üç deprem toplanma alanından biri. İstanbul’da örneğine çok az rastlanacak bu boşluğa bir park veya atıl alan demek tam olarak mümkün değil; zira Caferağalıların veya bölgenin ziyaretçilerinin son yıllara kadar iki sokak arasında kestirme olarak kullandığı, köpeklerini gezdirdiği veya alanda bulunan yapılara uğramak için kullandığı bir bölgeydi. Özellikle 2014 yılında, afet zamanını bekleyen bu kent boşluğu çokça gündeme geldi. Kadıköylülerin deprem toplanma alanlarını korumak üzere örgütlendiği bu alanın akıbetine gelmeden önce biraz geçmişinden bahsetmek önemli.

1939 tarihli Jacques Pervititch[1] haritasında tarla ve bostan olarak gösterilen bu alan, “Prost Yeşil Saha” olarak not düşülmüş bir bölgeydi. Osmanlı Dönemi ve erken Cumhuriyet yıllarının sayfiye yeri olan Kadıköy için, o dönem İstanbul’un nazım planını hazırlamak üzere davet edilen Henri Prost’un planlarında bu alanlara çokça “serbest saha” serpiştiriliyor. Anais M. Martin Her Yeri Resim Gibi: Küçük Moda isimli kitabında, 1930’lu yıllarda Moda Camii’nin olduğu arazinin Ermeni bir vatandaşa ait olduğunu ve alanda ahırların bulunduğunu yazıyor.[2] Kitapta, sahibinin ölümünün ardından Vakıflar’a geçen arazinin, daha sonra ismi verilmeyen “hayırsever kadın” tarafından satın alınarak bir gül bahçesine çevrildiği yazıyor.[3] İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Şehir Haritası[4] web sitesindeki eski tarihli hava görüntülerinde 1966 yılına gidebiliyoruz. Hava fotoğraflarında 1970’li yıllara kadar zemin yeşillik olarak görüntüleniyor. 1982 yılı hava görüntüsüne baktığımızda bahsettiğimiz alan tamamen beton zemin olarak karşımıza çıkarken, bugün otopark olan alanda da arabaların park ettiği görülüyor. Bazı kaynaklarda Moda Sabit Pazarı’nın 1990’lı yıllarda kurulduğu söylenirken, hava görüntülerinde alanın 1980’lerde zaten betonlaştığı ve alana taşan ufak yapıların olduğu görülebiliyor. 

Bir toplanma alanı olarak yeterli olabilmesi için parka dönüştürülmeyen bu alan, sonraki yıllarda tanımsız bir kent boşluğu olarak sürekli projelendirilmeye mahkûm oluyor.

2000’li yıllara gelindiğinde Moda Sabit Pazarı yıkılarak zemin çimlendiriliyor ve o zamandan beri de bu mekân İstanbul’un sayısı gittikçe azalan deprem toplanma alanlarından biri hâline geliyor. Bu araştırma sürecinde Moda Sabit Pazarı’nın kuruluş ve yıkılış tarihine dair net bilgiye ulaşamamış olsam da, Ekşi Sözlük’te Moda Sabit Pazarı üzerine yazılan 2005 tarihli bir yazıda alanda pazarın yıkıldığı söylenirken[5] yaptığım diğer görüşmelerde 2007 Genel Seçimlerinde hâlâ pazar olarak varlığını sürdürdüğünü söyleyenler vardı. Martin, kitabında pazarın yıkılışını şöyle anlatıyor:

Kalan bölümünde de bundan birkaç yıl öncesine kadar sabit pazar vardı. Bizler memnunduk çünkü pazar esnafı arazinin o bölümünü yeşertmişti! Çiçekler ekilmiş, ağaçlar dikilmişti. Ne yazık ki bir gün pazarın kaldırılmasına karar verildi ve onca esnaf apar topar oradan zorunlu olarak taşındı. Sonra ne mi oldu? Ne olacak bugün sabit pazardan geriye kalan tarla mezbelelik hâlde, mahallenin kedi köpek severleri sokakta yaşayan hayvanları orada besliyorlar ama ne yazık ki yiyecekleri gazete kâğıtlarıyla getirdikleri için her taraf ekşimiş yemek artığı kokuyor.[6]

Sabit Pazar’ın kaldırılışıyla alakalı yaptığım görüşmelerde, o dönem Caferağalıların ve esnafın bu duruma çok tepkili olduğu ve mahalledeki tek pazarın bu şekilde yıkılmasına karşı çıktıkları anlatıldı. Herhangi bir toplumsal talep olmaksızın pazarın yıkılması ve çoğu kişinin de deyimiyle “atıl” olarak tanımlanan bu 3.800 metrekarelik alanın yeşillendirilmesi ancak işlevlendirilmemesinin en önemli nedeni ise, deprem sonrasında alana 80 adet çadır ünitesi sığdırabilmek.[7] Bir toplanma alanı olarak yeterli olabilmesi için parka dönüştürülmeyen bu alan, sonraki yıllarda tanımsız bir kent boşluğu olarak sürekli projelendirilmeye mahkûm oluyor.

Eski Moda Sabit Pazarı, Şubat 2017.

Rant ihtiyacı

Mekânın gündeme gelmesi 2014 yılında başlıyor. Yeşil alanın hemen arkasında bulunan otoparkın bütün alanı ele geçirme ihtimali bu tarihten itibaren Eski Moda Sabit Pazarı’na yapışmış durumda. Olayların ilki, 2014 yılının Temmuz ayında alana iş makinelerinin girmesiyle başlıyor. Alan, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olmasına rağmen İstanbul 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu’ndan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne onay verildiği ve alanın üç dönümünün otopark olarak genişletilmesi üzerine bir proje hazırlandığı öğreniliyor.[8] Bu olayı takiben, Gezi Parkı eylemlerinin birinci yılına denk gelen bu tarihlerde, Gezi Parkı eylemlerindeki pratik gözetilerek alan mahalleli tarafından işgal ediliyor. Bu işgalin yanında, mahallelilerin Kadıköy Belediyesi’ne yaptığı başvurular ile itirazlar iletilerek, alanın Afet Toplanma Alanı olarak kalması için bir direniş başlıyor. Caferağa Dayanışması ve mahalle sakinlerinin başvuruları ve süregelen protestolar sonucu Kadıköy Belediyesi inşaatı durduruyor.[9]

Alanın işgali bir süre daha devam ederken, mahalleli bu tanımsız boşluğu bir şekilde sahiplenebilmek ve kullanıma açmak için belli bir bölgeye bostan kuruyor ve bu bölgeye Moda Gezi Bostanı adını veriyorlar.[10]

Bostan varlığını sürdüremese de alan, Eski Moda Sabit Pazarı yerine Moda Bostanı olarak anılmaya devam ediyor. Gezi Parkı eylemleriyle kurulan ilişki nedeniyle 2014 yılı ve sonrasında sadece Caferağa Mahallesi ve Kadıköy halkının değil, daha geniş kitlelerin dikkatini çeken ve takibe aldığı bir alan hâline geliyor.

Zamanla ilginin azalmasıyla alan yine atıllaşıyor. 2017 yılında yaptığım saha araştırmalarında alanda çok sayıda kedi ve köpek kulübesi ve çimlerin üzerinde çöpler bulunuyor, alanın tekinsizliği ve kullanışsızlığı ön plana çıkıyordu. Caferağa Mahallesi Muhtarı ve alanın kullanıcılarıyla yaptığım görüşmelerde, mekânın Moda Bostanı Sokak’a çıkan dar merdivenli geçidinin geceleri karanlık olması nedeniyle içki veya uyuşturucu kullanan kişilerce işgal edildiği söyleniyordu. Alandaki aydınlatmaların civarda bulunan konutların isteği üzerinde gece kapalı tutulduğu, bu nedenle de özellikle geceleri tekinsiz hâle geldiği için tercih edilmediğinin altı çiziliyordu. Bu tekinsizlik ve boşluk hâli alanın gitgide kirlenmesine neden olurken gündüzleri de atıl kalmasına zemin hazırlıyordu.

Sonunda 2018 yılında bu boşluk yeniden göze battı ve burada çeşitli projeler yapılacağına dair söylentiler başladı. Kadıköy Belediyesi alanı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralayarak, zemin üstüne bir çocuk yuvası ve permakültür bahçesinin, zeminin altına da daha önce planlanan otopark projesinin yapılmasını önerdi.[11] Kadıköy Gazetesi’nde çıkan bir haberde, alanda bulunan Sağlık Ocağı’nın yenileneceği ve ambulanslar için bekleme noktasının da yuva ve permakültür bahçesine ek olarak Modalıların hizmetine açılacağı yazıldı.[12] Bu projenin ortaya çıkmasıyla birlikte, alanın Şair Nefi Sokağı’nda bulunan girişinin bir kısmı çitlerle kapatıldı. Bugün dahi alana giriş sadece Muhtarlığın yanında yer alan, gündüzleri açık duran, ancak geceleri kilitlenen bir kapıyla sağlanabiliyor. Bu haberler ve çitlerin kurulmasının ardından, yine Kadıköy Gazetesi’nde Caferağalıların projeye itirazlarına yer veriliyor.[13] Mahalleliler alanın ranta açılacağına dair korkularını öne sürerken, belediye tarafında ise hem kiraladığı bu alanı bir şekilde değerlendirme hem de yıllardır semtin en işlek yerlerinden birinde bulunan bu alanın tekinsiz ve atıl hâline çözüm bulma isteği ön plana çıkıyordu.

Şair Nefi Sokak girişine yerleştirilen çitler, Haziran 2021.

Kentte boşluk korkusu

Kadıköylülerin düzenlediği imza kampanyalarında önerilen projelerin hiçbiri gerçekleşmezken, alana yerleştirilen çitler gündüz Şair Nefi Sokağı’ndan girişi daraltıp geceleri ise tamamen erişilemez bir hale getiriyor. Bu anlamda bir afet toplanma alanının nasıl etkisiz hâle getirilebileceği konusunda Moda Bostanı, eşi bulunmaz bir örnek teşkil ediyor.

2020 yılında Kadıköy Belediyesi sosyal medyada bir anket yapıyor ve bu sefer de üç proje fikri sunuyor. Anket sonucunda ise alanın geçici barınma alanı olması kararı çıkıyor.

İBB tarafından yapılan açıklamada; “Geçici barınma alanlarının, afet sonrası etkilenen insanların geçici süreli barınma ve akut şoku atlatmalarını sağlayacak altyapıya sahip, insanların en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi sistemlerin kullanılabilir hazır hâlde olması gerekiyor” ifadelerine yer verildi. İBB’nin açıklamasına göre içinde tuvaleti bulunan, haberleşme olanakları olan, sağlık üniteleri ve açık alana sahip “Moda Bostanı” diye anılan yeşil alanın geçici barınma alanı statüsünde olduğu belirtilerek; eski ve yeni muhtarlık binası, sağlık ocağı ve yeşil alanların bu ihtiyacı karşılayacağına değinildi.[14]

Bu anketin ardından “tekinsizliğe çözüm” olarak alanın Moda Bostanı Sokak’tan girişi kapatıldı. Aslında özel mülk sayılabilecek bu merdivenin kapatılmasını, orada yaşayanlar özellikle alkol ve uyuşturucu kullanan kişiler engellendiği için memnuniyetle karşıladı. Ancak bu kapatma tekinsizlik mekânı olan yeri yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda deprem ânında Moda Bostanı Sokak ve paralelindeki sokakların afet toplanma alanına erişiminde kullanılacak kestirme yolu da yok etmiş oluyor. Zaten çok az kullanılmakta olan bu alanın Şair Nefi Sokak ve Moda Bostanı Sokak arasındaki kestirme yol özelliği de kaldırılarak, alanın diğer bir kullanım potansiyeli de harcanmış oluyor. Bu şekilde sadece kedi ve köpeklerin kullandığı Moda Bostanı’nın, afet ânını bekleyen bir boşluktan başka bir anlamı kalmamış oluyor.

Son karar: Deprem toplanma alanı mı, bostan mı?

Eski Moda Sabit Pazarı, veya yeni adıyla Moda Bostanı şimdiye kadar önerilen birçok projeden mahallelinin çabaları sayesinde sağ çıkarak, Caferağa Mahallesi’nin toplanma ve çadır alanı olarak kalabildi. Caferağa Dayanışması ve mahalle sakinlerinin dayanışma pratikleri ve iyi iletişim becerileri (burada Kadıköy Belediyesi’nin projelerinden olan Mahalle Evleri’nin de katkıları sayılmalıdır) sayesinde bu alanı korumak için yapılan direniş sürse de, mekânın tek sorunu olan tanımsızlık, bir şekilde alanın sürekli olarak kullanılmasına ve sahiplenilmesine engel oldu.

31 Ağustos 2021 tarihinde Kadıköy Belediyesi, sosyal medya hesaplarından “Kadıköy Bostanları” isimli projesini duyurarak, Fenerbahçe Parkı ve Moda Bostanı’nda kişi başına 1,5 metreye 3 metrelik alanı başvuru dahilinde bostan olarak kullanıma açacağını duyurdu. Moda Bostanı için 80 kişilik başvuru açan belediye, aynı zamanda asil listedeki vatandaşların bostanı kullanmaması hâlinde 80 kişilik yedek listedeki vatandaşların hak sahibi olabileceğini, bostanların bakımını da gönüllülerin üstleneceğini belirtti.[15] İki saat içerisinde başvuruların tamamlandığı ve “ilk başvuranın yerini kaptığı” bu sisteme mahalleliler sosyal medya platformlarında tepkisini gösterdi.[16] Belediyenin web sitesinde yer aldığı üzere, “Kadıköy Bostanları” projesi 18 Eylül 2021’de kullanıma açılacak.[17] Deprem sonrası toplanma ve çadır alanı olarak belirlenen bu alanın bostan olarak kullanıma açılmasıyla birlikte alanın tanımlılığı, atıllığı ve bilinirliği gözetilerek nasıl bir hâle geleceği, takip edilmesi ve değerlendirilmesi gereken bir konu olacak. Moda Bostanı’nın etrafını çeviren çitlerin ve gece kilitlenen kapısının bostanın açılışıyla kaldırılıp kaldırılmayacağı ise, mekânın deprem toplanma alanı olarak akıbetine dair mahalleliye bir işaret verecektir.

Sonuç yerine

Bir alanın tanımsız bir kent boşluğu olması; atıl olarak adlandırılması ve ardından tekinsiz olarak etiketlenmesi aşamalarını takip ediyor. Bu tanımsızlığa duyulan korku, İstanbul’da afet toplanma ve çadır alanlarının yok olmalarıyla sonuçlanacaktır. Moda Bostanı’nın bu tartışmaların göbeğinde olmasının en büyük nedeni, alanın sürekli bu tanımsız ve afet ânını bekler hâlinin tekinsizleşmeyle ilişkilenmiş olması, bir türlü tam olarak sahiplenilmemesi ve bu nedenle boş kalmasıdır. Bu alanın açtığı tartışma, artık var olmayan diğer yerler için de düşünülmelidir: Deprem toplanma alanı olarak atanan mekânların, sadece bu amaçla tanımlanması mümkün müdür?

Bu örnekte olduğu gibi iletişim ve örgütlenme konusunda deneyimli diğer mahallelerde de karar alıcıların mahalleliyle aynı örgütlenme isteği ve becerileri gösterebilmeleri, bu tip kent boşluklarının hem varlıklarının kabul edilmesi hem de potansiyellerinin fark edilmesine katkı sağlayacaktır. Bu mekânların deprem toplanma alanı olarak varlığını sürdürememesi ve ranta açılmasının ardında, sahiplenilmedikleri için tekinsizleşmeleri ve belediyelerin son raddede alana el atması yer almaktadır. Toplanma ve çadır alanı olarak kapasitesini koruyabilmesi için bu alanlara kalıcı müdahaleler yapılmaması, alanların tanımlanamaması ve sonra da mahallelinin bu alanları hiç kullanmamasıyla sonuçlanarak içinden çıkılamaz bir döngü oluşturmaktadır.

Bu noktada hem deprem toplanma alanlarının sahiplenilmesi, bilinmesi ve korunabilmesi hem de kentte bu tip boş alanların korku mekânı olmasını engellemek için bu alanları kullanıma açmak üzere teşvik edici etkinlikler veya mobil tasarımlar önermek bir başlangıç olabilir. Deprem ânında çadır alanına dönüştürülebilecek kent mobilyaları veya basitçe sökülüp kaldırılabilecek ürünler üretmek, alanın hem bilinirliğini ve kullanılmasını sağlayabilir hem de alanın sahiplenilmesi ve kullanım pratiklerinin geliştirilmesinde rol oynayabilir. Bu anlamda belediyelerin de afet toplanma ve çadır alanlarına dair tutumu, bu tip pratiklerin önünü açmak için önem taşıyacaktır.

* Bu yazıyı yazdığım dönemde Tasarım Atölyesi Kadıköy’de tesadüfen karşılaştığım ve eski bir Caferağalı olarak bana bilgilerini aktaran Özge Güneş’e, Akademi Kadıköy sorumlusu Aras Aladağ’a ve 2017 yılında bu alanı çalışırken bana çokça vaktini ayıran ve deneyimlerini paylaşan sevgili Onur Atay’a teşekkür ediyorum.


[1] Pervititch, J. (1938). Sigorta Planı. Kadıköy. Küçük Moda. Pafta 2. SALT Araştırma. archives.saltresearch.org/handle/123456789/93770 (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[2] “Şair Nefi Sokak’ta günümüzde cami olan arazi, çok eski tarihlerde, (1930’lu yıllar) annemin küçük bir kız olduğu dönemde boşmuş. Daha doğrusu İnekçi Vahram derler bir Ermeni vatandaşa aitmiş. Ahırları varmış, inek besler ve mahalleye süt satarmış.” Martin, A. M. (2016). Her yeri resim gibi: Küçük Moda. Heyamola, s. 93.

[3] “Vahram’ın arazisi Vakıflara kalmış. Aradan yıllar geçmiş, derken hayırsever hayırsever bir kadın, araziyi devletten satın almış ve bir gül bahçesi oluşturmuş. (…) Kadıncağızın bir vasiyeti varmış; ‘Bu arazi hep yeşil alan olarak korunacak, bina yapılmayacak.’ Benim ilk gençlik yıllarımda gül bahçesinin yerinde yeller esiyordu ama arazi temiz ve boştu. Doğal ki bizim oyun alanımızdı. O dönem Moda Spor Kulübü’ne aitti.” Martin, A. M., a.g.y., s. 94.

[4] Bkz. sehirharitasi.ibb.gov.tr

[5] Ekşi Sözlük’te Moda Sabit Pazarı üzerine tek içerik 11 Ocak 2005 tarihinde “doser” isimli kullanıcı tarafından yazılmıştır: “Maalesef artık ne sabitliği ne de pazarlığı kalmış olan yıkıntı. Modalılar, en azından yeşil alan olarak kalması için mücadele etmişlerdir. Sonuçta da, altında belediye başkanının imzası bulunan bir afişte, gidişatın bu yönde olduğu açıklanmıştır. Ancak şahit olduğum bir diyalogda, bir zamanlar yanında dikildiği otoparkın devamı olarak hizmet vereceğini duymuşumdur üzülerek.” Bkz. eksisozluk.com/moda-sabit-pazari–1161492 (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[6] Martin, A. M., a.g.y., s. 95.

[7] “Caferağa mahallesinin deprem sonrası toplanma alanları Moda Parkı, Moda Küçük Park ve Moda Sabit Pazarı ve Otoparkı’dır. Moda Sabit Pazarı ve Otoparkı 80 çadır kapasitesiyle, Kadıköy Anadolu Lisesi ise 250 çadır kapasitesiyle mahallenin deprem sonrasında kullanabileceği alanlardır.” Korgavuş, B. ve Ersoy, M. (2015, Mayıs 7-9). Kadıköy İlçesi Kentsel Açık ve Yeşil Alanlarının Olası İstanbul Depreminde Yeterliliğinin İrdelenmesi [Konferans bildirisi]. International Burdur Earthquake & Environment Symposium (IBEES2015), Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Burdur.

[8] Gürkan, E.T.(2014, 14 Nisan). Moda’ya ‘Gezi Bostanı’. Arkitera.com. arkitera.com/haber/modaya-gezi-bostani/ (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[9] Gazete Kadıköy (2014, 22 Ağustos). Moda Bostanı’nda halk kazandı. https://www.gazetekadikoy.com.tr/gundem/moda-bostani039nda-halk-kazandi (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[10] Gürkan, E.T., a.g.y.

[11] Yeşil Gazete (2018, 12 Şubat). Kadıköy Moda’ya hem permakültür bahçesi hem de yeşil yuva. yesilgazete.org/kadikoy-modaya-hem-permakultur-bahcesi-hem-de-yesil-yuva/ (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[12] Giden, A. (2018, 8 Şubat). Moda’ya ve Kadıköy’lülere hayırlı olsun… Kadıköy Gazetesi, kadikoygazetesi.com/61015-modaya-ve-kadikoylulere-hayirli-olsun (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[13] Giden, A. (2018, 22 Şubat) Modalılar ikiye bölündü! Moda Bostanı’nda ne olacak? İşte ayrıntılar… Kadıköy Gazetesi, kadikoygazetesi.com/61354-modalilar-ikiye-bolundu-moda-bostaninda-ne-olacak-iste-ayrintilar (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[14] Toprakkaya, C. (2020, 28 Ocak). Moda Bostanı “geçici barınma alanı” ilan edildi. Kadıköy Life, kadikoylife.com/moda-bostani-gecici-barinma-alani-ilan-edildi/ (Erişim tarihi: 3 Nisan 2022).

[15] Bkz. bostan.kadikoy.bel.tr/genel-sartlar

[16] Kadıköy Belediyesi’nin Instagram hesabından duyurduğu 31 Ağustos 2021 tarihli Kadıköy Bostanı isimli gönderisine gelen yorumlarda, yerlerin ilk 2 saat içerisinde tükendiği yazıyor. Bkz. instagram.com/p/CTPjd9FqphX/

[17] Bu yazıyı Eylül 2021’de teslim ettiğimi ve alanın bostan olarak kullanıma açılışını henüz görmediğimi belirtmek isterim.

DÖN