Bahar Bayhan

Yerleşim yerlerinin hukuki güvenceye kavuşturulması için, kendilerini yok sayan kentsel dönüşüm uygulamalarına karşı hak arama mücadelelerini kurdukları mahalle dernek ve kooperatifleri aracılığıyla sürdüren mahalleliler, 2015 yılı içinde bir araya gelerek Mahalleler Birliği’ni kurdular. Başta İstanbul olmak üzere İzmir, İzmit ve Eskişehir’den onlarca mahallenin oluşturduğu Birlik, gücünü kapsayıcılığı, çokluğu ve birbirleriyle kurdukları eşdeğer ilişkilere dayanan ortaklık hukukundan almakta. 

Mahalle dernek ve kooperatifleri, ağırlıklı olarak 6306 sayılı “Afet ve Kentsel Dönüşüm” yasasının “rantçı çevreleri” gözeten uygulama süreçlerinin (potansiyel) mağduriyetleri ile 1984 yılında çıkarılan ve yıllardır yerleşim yerlerinin hukuki güvenceye kavuşturulması vazifesini kamu idarelerine veren 2981 sayılı kanunun uygulanmamasından doğan mekânda adaletsizlik meseleleri ekseninde çalışmalarını sürdürmekteler. 

Bu yakıcı sorunlar ile uğraşırken, “mekânda adalet ve sakatlık” konusunu ve özellikle mahallede engelli erişimi hakkında yapılabilecekleri Mahalleler Birliği’nin parçası olan Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Habibler Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Cumhuriyet Mahallesi Siteler Yaşam ve Dayanışma Derneği (SiteDer) ile konuştuk. Mekânda adalet mücadeleleri içinde sakatlık meselesinin daha merkezi bir yer edinmesi gerektiği konusunda hemfikir olduk. 

Okmeydanı: “Mahalleyi savunmaktan güzelleştirmeye vaktimiz olmuyor.”

Okmeydanı. Fotoğraf: Bekir Dindar.

Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği yönetiminden Bekir Abi, 50 yıllık mahallesini anlatarak başlıyor söze. Her emektar gecekondu mahallesinde olduğu gibi Okmeydanı’ndaki yaşam da bin bir zorlukla, sakinlerinin mücadelesiyle yeşertilmiş. Bahçelerinde kuyular bulunan evlerden, çocukların gençlerin top oynadığı geniş tarlalardan, hayvancılık yapılan mandıralardan bahsediyor ve o günleri anlatırken mahallenin adeta bir köye benzediğini söylüyor. Eskilere dair hafızasında en çok yer eden anıların, mahallelinin birbiriyle dayanışma, birlikte sosyalleşme deneyimleri olduğunu anlıyoruz. Yıllar içinde hızlı yapılaşmayla mahallede büyük bir değişim yaşandığını söyleyen Bekir Abi, mahallenin fiziki yapısının engellilerin yaşamına uygun gelişmediğini söylüyor. Erişime yönelik derneğin ufak çaplı girişimleri olduysa da bunun sürekli olamadığını şu sözlerle açıklıyor: “Düşünecek zaman yok çünkü hep savunmadasın. Yani ne olacak, ne bitecek, ne yapalım da koruyalım derdindeyiz. Nasıl güzelleştirelim diyemiyoruz…” Kentsel dönüşüm baskısıyla karşı karşıya olan mahallenin en temel gündeminin hak sahibi olduklarını kanıtlayarak mahalleyi korumak olduğunu söylüyor ancak herkes için eşit erişimi sağlamak adına dernek olarak farkındalık oluşturmanın önemli olduğunu da ekliyor.

Bekir Abiyle sohbetimiz, zihinsel engelli bireylerin sorunları üzerine derinleşiyor. Otistik bir torunu olan Bekir abi, çocuk büyürken yaşadıkları sıkıntıları anlatıyor. Fizik tedavinin ve iletişimin çocuğun mental ve bedensel gelişimi için çok önemli olduğunu vurgularken var olan eğitim kurumlarının oldukça yetersiz olduğundan ve güven duymadıklarından bahsediyor. “Çocuklar orada (rehabilitasyon merkezinde) sadece oyalanıyorlar” diyen Bekir Abi devletin, zihinsel engellilerin gelişimine, eğitimine dair bakış açısında büyük bir sorun olduğunu söylüyor. 

Habibler Mahallesi: “Tapunun olmadığı yere hizmet gelmiyor, bu işte en büyük sıkıntıyı çeken engelli vatandaşlarımız oluyor.”

Habibler Mahallesi. Fotoğraf: Hülya Arslan.

Habibler Mahallesi’nde, mahallenin erişim sorunlarını konuşmak üzere Habibler Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileriyle bir araya geldik. Uzun yıllardır mahallede süren mücadelenin tapularını almak üzerine olduğunu söylüyorlar; nitekim mahallenin çözülemeyen sıkıntılarını da tapuya bağlıyorlar. “Tapunun gelmediği yere hizmet gelmiyor” diyen Dernek yöneticileri, bu noktada en temel problemin ulaşım olduğunu, ulaşım imkanının kısıtlı veya herkes için erişilebilir olmamasının da mahalledeki engelli vatandaşların temel sıkıntısını oluşturduğunu ifade ediyorlar: “Biz istiyoruz ki buradan Vezneciler’e yahut Beyazıt’a kadar yahut Eminönü’ne kadar bir otobüs alalım. Bir türlü olmuyor. ‘Eski Edirne Asfaltı’ndan geçiyor oraya kadar yürüyün’ derler. Tamam ben yürürüm ama engelli vatandaşlar nasıl yürüyecek? Yaşlılar var, hastalar var, kilolular var, yürüyemiyor.” 

Erişim problemlerine karşın, mahallenin binalarla dolu olmaması, mevcut yapılaşmanın bahçeli ve düzayak oluşu engelli vatandaşlar için birer avantaj olarak görülüyor. Diğer yandan mahallede dayanışmaya dönük samimi sosyal ilişkilerin de engellilerin mahalledeki yaşamını kolaylaştırıcı bir özellik olduğunu belirtiyorlar. Rampalı yollar, geniş kaldırımlar gibi fiziksel çözümlerin yanında toplumsal huzurun ve güven ilişkisinin önemli olduğunu vurguluyorlar. Hayallerindeki dönüşüm projesini ise şöyle özetliyorlar: “Ayağımız toprağa bassın, bahçeli nizam olsun. İstanbul’daki gibi binalara tıkılıp kalmak istemiyoruz.”

Cumhuriyet Mahallesi: “Amaç engellileri dört duvar arasına sokmak olmamalı.”

Cumhuriyet Mahallesi. Fotoğraf: Bahar Bayhan.

Mahallelerinin iyileştirilmesi adına pek çok çalışma yürüten Sultangazi Cumhuriyet Mahallesi SiteDer yöneticileri, mahallelerinin geçmişini ve sürdürdükleri mücadeleyi anlatarak giriyorlar söze. Yaklaşık 30 yıl önce gecekondu önleme bölgesi olarak planlanmış alanda 12 adet kooperatiften oluşan Cumhuriyet Mahallesi 2013’te riskli alan ilan edildi. Kendi çabalarıyla geliştirdikleri mahallelerini korumak için kurdukları SiteDer’de sadece kentsel dönüşüm baskısına karşı mücadele etmiyor, aynı zamanda mahallenin iyileştirilmesi ve güzelleştirilmesi adına birçok girişimde bulunuyorlar. 

Mahallenin erişimini, her vatandaşın eşit şekilde faydalanabileceği şekilde güçlendirmek de bunlardan biri. Bu noktada en önemli faaliyetlerden biri, zamanında yine kendi çabalarıyla tramvay hattında aldıkları Cumhuriyet Mahallesi Tramvay Durağı’na ait üst geçidin engelli, hasta ve yaşlı vatandaşlar için erişilebilir kılınması adına yürütülüyor. Üst geçitte asansörün bulunmaması nedeniyle mahallede yaşayan engelli vatandaşların tramvaydan bir sonraki durakta inmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar ve durağın herkesin erişimini mümkün kılacak şekilde yeniden düzenlenmesine dair taleplerini yetkililere ilettiklerini ancak kentsel dönüşüm kapsamına alınan mahallede, “nasıl olsa yıkılacak” düşüncesiyle iyileştirme yapılmadığını düşündüklerini söylüyorlar. “Nasıl bir kentsel dönüşüm olmalı?” minvalinde ilerleyen sohbetimiz, dikkat çekici ve önem verilmesi gereken noktalarla birlikte şöyle sonlanıyor: 

Onlara mutlaka asansörlü bina yapacaklardır. Onlar için asansör önemli. Ben de engelli olsam, hasta veya yaşlı olsam asansörlü binada yaşamak isterim. Ama engelli bireye asansörlü bina verdiğiniz zaman ‘daha ne istiyorsun gözüne dursun ben sana asansörlü bina verdim’ dersen yeterli değil ki. Ona ağaç vereceksin, yeşil vereceksin, dört duvar arasına kapamayacaksın. Onu sosyal hayatın içine sokacaksın. Bu kişi çalışabilmeli, işe gidip gelebilmeli. Tramvay durağının buna uygun olması çok önemli. Sadece amaç engellileri dört duvar arasına sokmak olmamalı.

Bahar Bayhan

Yerleşim yerlerinin hukuki güvenceye kavuşturulması için, kendilerini yok sayan kentsel dönüşüm uygulamalarına karşı hak arama mücadelelerini kurdukları mahalle dernek ve kooperatifleri aracılığıyla sürdüren mahalleliler, 2015 yılı içinde bir araya gelerek Mahalleler Birliği’ni kurdular. Başta İstanbul olmak üzere İzmir, İzmit ve Eskişehir’den onlarca mahallenin oluşturduğu Birlik, gücünü kapsayıcılığı, çokluğu ve birbirleriyle kurdukları eşdeğer ilişkilere dayanan ortaklık hukukundan almakta. 

Mahalle dernek ve kooperatifleri, ağırlıklı olarak 6306 sayılı “Afet ve Kentsel Dönüşüm” yasasının “rantçı çevreleri” gözeten uygulama süreçlerinin (potansiyel) mağduriyetleri ile 1984 yılında çıkarılan ve yıllardır yerleşim yerlerinin hukuki güvenceye kavuşturulması vazifesini kamu idarelerine veren 2981 sayılı kanunun uygulanmamasından doğan mekânda adaletsizlik meseleleri ekseninde çalışmalarını sürdürmekteler. 

Bu yakıcı sorunlar ile uğraşırken, “mekânda adalet ve sakatlık” konusunu ve özellikle mahallede engelli erişimi hakkında yapılabilecekleri Mahalleler Birliği’nin parçası olan Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Habibler Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Cumhuriyet Mahallesi Siteler Yaşam ve Dayanışma Derneği (SiteDer) ile konuştuk. Mekânda adalet mücadeleleri içinde sakatlık meselesinin daha merkezi bir yer edinmesi gerektiği konusunda hemfikir olduk. 

Okmeydanı: “Mahalleyi savunmaktan güzelleştirmeye vaktimiz olmuyor.”

Okmeydanı. Fotoğraf: Bekir Dindar.

Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği yönetiminden Bekir Abi, 50 yıllık mahallesini anlatarak başlıyor söze. Her emektar gecekondu mahallesinde olduğu gibi Okmeydanı’ndaki yaşam da bin bir zorlukla, sakinlerinin mücadelesiyle yeşertilmiş. Bahçelerinde kuyular bulunan evlerden, çocukların gençlerin top oynadığı geniş tarlalardan, hayvancılık yapılan mandıralardan bahsediyor ve o günleri anlatırken mahallenin adeta bir köye benzediğini söylüyor. Eskilere dair hafızasında en çok yer eden anıların, mahallelinin birbiriyle dayanışma, birlikte sosyalleşme deneyimleri olduğunu anlıyoruz. Yıllar içinde hızlı yapılaşmayla mahallede büyük bir değişim yaşandığını söyleyen Bekir Abi, mahallenin fiziki yapısının engellilerin yaşamına uygun gelişmediğini söylüyor. Erişime yönelik derneğin ufak çaplı girişimleri olduysa da bunun sürekli olamadığını şu sözlerle açıklıyor: “Düşünecek zaman yok çünkü hep savunmadasın. Yani ne olacak, ne bitecek, ne yapalım da koruyalım derdindeyiz. Nasıl güzelleştirelim diyemiyoruz…” Kentsel dönüşüm baskısıyla karşı karşıya olan mahallenin en temel gündeminin hak sahibi olduklarını kanıtlayarak mahalleyi korumak olduğunu söylüyor ancak herkes için eşit erişimi sağlamak adına dernek olarak farkındalık oluşturmanın önemli olduğunu da ekliyor.

Bekir Abiyle sohbetimiz, zihinsel engelli bireylerin sorunları üzerine derinleşiyor. Otistik bir torunu olan Bekir abi, çocuk büyürken yaşadıkları sıkıntıları anlatıyor. Fizik tedavinin ve iletişimin çocuğun mental ve bedensel gelişimi için çok önemli olduğunu vurgularken var olan eğitim kurumlarının oldukça yetersiz olduğundan ve güven duymadıklarından bahsediyor. “Çocuklar orada (rehabilitasyon merkezinde) sadece oyalanıyorlar” diyen Bekir Abi devletin, zihinsel engellilerin gelişimine, eğitimine dair bakış açısında büyük bir sorun olduğunu söylüyor. 

Habibler Mahallesi: “Tapunun olmadığı yere hizmet gelmiyor, bu işte en büyük sıkıntıyı çeken engelli vatandaşlarımız oluyor.”

Habibler Mahallesi. Fotoğraf: Hülya Arslan.

Habibler Mahallesi’nde, mahallenin erişim sorunlarını konuşmak üzere Habibler Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileriyle bir araya geldik. Uzun yıllardır mahallede süren mücadelenin tapularını almak üzerine olduğunu söylüyorlar; nitekim mahallenin çözülemeyen sıkıntılarını da tapuya bağlıyorlar. “Tapunun gelmediği yere hizmet gelmiyor” diyen Dernek yöneticileri, bu noktada en temel problemin ulaşım olduğunu, ulaşım imkanının kısıtlı veya herkes için erişilebilir olmamasının da mahalledeki engelli vatandaşların temel sıkıntısını oluşturduğunu ifade ediyorlar: “Biz istiyoruz ki buradan Vezneciler’e yahut Beyazıt’a kadar yahut Eminönü’ne kadar bir otobüs alalım. Bir türlü olmuyor. ‘Eski Edirne Asfaltı’ndan geçiyor oraya kadar yürüyün’ derler. Tamam ben yürürüm ama engelli vatandaşlar nasıl yürüyecek? Yaşlılar var, hastalar var, kilolular var, yürüyemiyor.” 

Erişim problemlerine karşın, mahallenin binalarla dolu olmaması, mevcut yapılaşmanın bahçeli ve düzayak oluşu engelli vatandaşlar için birer avantaj olarak görülüyor. Diğer yandan mahallede dayanışmaya dönük samimi sosyal ilişkilerin de engellilerin mahalledeki yaşamını kolaylaştırıcı bir özellik olduğunu belirtiyorlar. Rampalı yollar, geniş kaldırımlar gibi fiziksel çözümlerin yanında toplumsal huzurun ve güven ilişkisinin önemli olduğunu vurguluyorlar. Hayallerindeki dönüşüm projesini ise şöyle özetliyorlar: “Ayağımız toprağa bassın, bahçeli nizam olsun. İstanbul’daki gibi binalara tıkılıp kalmak istemiyoruz.”

Cumhuriyet Mahallesi: “Amaç engellileri dört duvar arasına sokmak olmamalı.”

Cumhuriyet Mahallesi. Fotoğraf: Bahar Bayhan.

Mahallelerinin iyileştirilmesi adına pek çok çalışma yürüten Sultangazi Cumhuriyet Mahallesi SiteDer yöneticileri, mahallelerinin geçmişini ve sürdürdükleri mücadeleyi anlatarak giriyorlar söze. Yaklaşık 30 yıl önce gecekondu önleme bölgesi olarak planlanmış alanda 12 adet kooperatiften oluşan Cumhuriyet Mahallesi 2013’te riskli alan ilan edildi. Kendi çabalarıyla geliştirdikleri mahallelerini korumak için kurdukları SiteDer’de sadece kentsel dönüşüm baskısına karşı mücadele etmiyor, aynı zamanda mahallenin iyileştirilmesi ve güzelleştirilmesi adına birçok girişimde bulunuyorlar. 

Mahallenin erişimini, her vatandaşın eşit şekilde faydalanabileceği şekilde güçlendirmek de bunlardan biri. Bu noktada en önemli faaliyetlerden biri, zamanında yine kendi çabalarıyla tramvay hattında aldıkları Cumhuriyet Mahallesi Tramvay Durağı’na ait üst geçidin engelli, hasta ve yaşlı vatandaşlar için erişilebilir kılınması adına yürütülüyor. Üst geçitte asansörün bulunmaması nedeniyle mahallede yaşayan engelli vatandaşların tramvaydan bir sonraki durakta inmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar ve durağın herkesin erişimini mümkün kılacak şekilde yeniden düzenlenmesine dair taleplerini yetkililere ilettiklerini ancak kentsel dönüşüm kapsamına alınan mahallede, “nasıl olsa yıkılacak” düşüncesiyle iyileştirme yapılmadığını düşündüklerini söylüyorlar. “Nasıl bir kentsel dönüşüm olmalı?” minvalinde ilerleyen sohbetimiz, dikkat çekici ve önem verilmesi gereken noktalarla birlikte şöyle sonlanıyor: 

Onlara mutlaka asansörlü bina yapacaklardır. Onlar için asansör önemli. Ben de engelli olsam, hasta veya yaşlı olsam asansörlü binada yaşamak isterim. Ama engelli bireye asansörlü bina verdiğiniz zaman ‘daha ne istiyorsun gözüne dursun ben sana asansörlü bina verdim’ dersen yeterli değil ki. Ona ağaç vereceksin, yeşil vereceksin, dört duvar arasına kapamayacaksın. Onu sosyal hayatın içine sokacaksın. Bu kişi çalışabilmeli, işe gidip gelebilmeli. Tramvay durağının buna uygun olması çok önemli. Sadece amaç engellileri dört duvar arasına sokmak olmamalı.

DÖN