Ulus Atayurt ve Hüseyincan Eryılmaz
Çağımızın akıl tutulması havsalayı zorlayan düzeyde. Bütün dünyayı, hatta epey fazlasını besleyecek kadar gıda üretiliyor, ancak 2023 sonu itibarıyla 3,1 milyar insan yeterli düzeyde beslenemiyor,1 “mısır, buğday, pirinç, yağlı tohum gibi tarım ürünleri altın, bakır, petrol gibi emtiayla aynı endeks fonuna giriyor ve fiyatları spekülatif artıyor.”2 Gıda finansal varlığa dönüşürken tahıllar fiyatları düşmesin diye yakılıyor, bilinçli bir kıtlık oluşturuluyor.
Gezegeni kurtarmak için enerji dönüşümünü acilen gerçekleştirmemiz gerekirken, başta lityum olmak üzere, birçok değerli element araba sevdasına kurban ediliyor. Bırakın tüketimi (en çok da Küresel Kuzey’de) azaltmayı hayal etmek, Uluslararası Otomobil Üreticileri Birliği 2050’de dünya çapında 6 milyar araba bulunacağını tahmin ediyor. Bu rakam şu ankinin üç katından fazla!3
İnsanlar Oxfam gibi kurumların küresel gelir eşitsizliği raporlarını neredeyse kanıksamış hâlde. Oysa 2024’te, çoğu basılı paradan oluşmayan yaklaşık 120 trilyon dolarlık para,4 (ve türev piyasalarda bunun katbekat fazlası finansal varlıklar) adilce paylaştığımız ölçüde herkesin refah içinde yaşamasına rahat rahat yetecek seviyede. Bolluk içindeki kıtlık toplumu gezegenin her köşesinde karşımıza çıkıyor: Sağlıktan eğitime, boş zamandan çalışma hayatına, küçük bir azınlık dışında, kapitalizmin üçüncü dalgasının ileri evresi, geniş halk kesimleri için yaşamı her geçen gün daha da çekilmez hâle getiriyor. Ortak varlıklarımız türev piyasalarının finansal “fişlerine” dönüştüğü ölçüde kullanım değerlerinden hızla uzaklaşıyor.
Bu iç karartıcı tablo, “Mekânda Adalet ve Konut Kooperatifçiliği” sayısının teması konut kooperatifçiliğinin asıl meselesi olan barınma hakkı için de geçerli: 2023 verileriyle dünya genelinde 1,6 milyar kişi insan onuruna yakışmayan, sağlıksız konutlarda yaşıyor. Üstelik tahminler barınma krizinin 2030’a kadar hızla derinleşerek üç milyar insanı etkileyeceği yönünde.5 70 ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre, konut stokunun yüzde 15’i kullanılmıyor.6 BlackRock gibi akbaba yatırım fonlarının bir gün içinde on binlerce konut alıp boş bıraktığı, finans şirketlerinin “sermayeyi sabitlemek” adına konuta üşüştüğü günümüzde, Birleşmiş Milletler’in kira seviyesinin orta sınıf hane gelirlerinin yüzde 30’unu aşmamasına dair naif tavsiyesini kaale alan bir hükümet yok. Bir banka Mayıs 2025’te hazırladığı raporda, sayıları 24 milyonu geçen Türkiyeli kiracılara “müjdeyi” veriyordu: “Kira enflasyonu aylık %3,2 seviyesinde gerçekleşerek yıllık kira enflasyonunu %89,2 seviyesine geri çekti.”7
Barınma sorununu çözmek bir yana, hükümetler başta emlak, “sermayenin ikinci çevriminin” öncü birlikleri gibi davranıyor. Bu vahim şartlar altında Kapitalist Gerçeklik kitabının yazarı Mark Fisher’e kulak verelim: “Özgürleştirici siyaset ‘doğal düzen’ gibi görüneni durmaksızın alaşağı etmeli, kaçınılmaz gözükenin yalnızca belli şartlardan kaynaklandığını ortaya koymalı, daha önce imkânsız addedilenin pekâlâ mümkün olduğunu göstermelidir.”8
Öte yandan Fisher’in kıyasıya eleştirdiği, popüler kültürde, çalışma hayatında, akıl sağlığımızda, kısaca toplumsal hayatı ilgilendiren her alanda karşımıza çıkan, geniş kitleleri etkisi altına alan “alternatifsizlik” propagandasını, antikapitalist ihtimalleri tahayyül etmekteki ataleti kıran birçok esinlendirici örgütlenme mevcut. Sırtını doğru ilke ve hedeflere dayadığı takdirde konut kooperatifçiliği de bunlardan biri. İlerleyen sayfalarda konu hakkında önce memleket tarihinde, ardından dünyada bir ufuk turuna çıkmadan önce, okuma kılavuzu mahiyetinde, gelin bazı noktaların altını çizelim.
İlkin genel anlamda kooperatifçilik, özelinde ise konut kooperatifçiliği barınma sorununu çözerken, kooperatifçiliğin yedi ilkesini yakınsadığı ölçüde toplumsal örgütlenmenin ilham verici, dönüştürücü unsuru hâline geliyor. İlkeleri sıralayalım: gönüllü ve herkese açık ortaklık, demokratik özyönetim, ekonomik katılım, örgütsel otonomi, sürekli eğitim, öğretim ve bilgilenme, kooperatifler arası işbirliği, topluma karşı sorumluluk. Ancak “yakınsama” kelimesinin altını çizmek önemli. Ciddi bir kooperatif ağının bulunmadığı bir coğrafyada, bir kooperatifin sürekli diğer kooperatiflerle çalışmasını beklemek, herkesin aynı ölçüde emek vermediği bir örgütte karar mekanizmalarını bir ölçüde farklılaştırmamak ya da örneğin emekleme aşamasındaki bir tekstil kooperatifi ortaklarından toplumsal mücadelenin ön saflarında yer almalarını talep etmek, ilkelerin gölgesinde hareketsiz kalmayı tercih etmek anlamına gelebilir.
Ancak “yakınsamak” diğer açıdan da önemli. Zira tarımdan inşaata, hizmet sektöründen konuta birçok alanda “çakma kooperatifler”, pratikte emek sömürüsü ve rant yaratmak adına tarih boyunca araçsallaştırıldı. Hakeza “Mekânda Adalet ve Konut Kooperatifçiliği” sayısının Türkiye’ye ayrılan sayfalarında, konut kooperatifçiliğinin “sınıfsız, fertsiz” kooperasyona dayalı bir toplum yaratma emelleri dışında (bkz. Gül Neşe Doğusan Alexander), uzun yıllara yayılan rantla olan gri ilişkisi de karşımıza sık sık (bkz. Yaşar Tolga Cora, F. Serkan Öngel ve Hülya Koç) çıkıyor.
İkincisi güncel devasa barınma sorunun tek bir aşil tendonu yok. Dolayısıyla kooperatifçiliği barınma ve kent hakkı için mücadele eden daha geniş ağın bir unsuru gibi düşünmeli, son on yılda uluslararası örgütlenmesi ivme kazanan Kiracı Sendikalarını,9 mahalle bazında örgütlenen Barınma Sendikalarını (bkz. Barselona) ya da memleketteki Barınamıyoruz Hareketi’ni,10 Türkiye’de tepeden inmeci kentsel dönüşüm projelerine karşı mücadele veren mahalli hareketlerle birlikte kooperatifçilik ufkumuza dahil etmeliyiz. Dahası ülkemizde merkezi hükümetten barınma hakkını tesis etmesini talep etmek haklı olarak naiflik gibi gözükse, 6 Şubat 2023 depremleri sonrası yaşananlar herkesi öfkelendirse de (bkz. Ceyhan Çılğın) konut kooperatifçiliğinin ivmelenmesi için kamunun (bkz. Uruguay) ve yerel yönetimlerin muhtemel katkısını (bkz. Aslıhan Aykaç ve Cemre Kara) gözardı etmemeli, “otonomi” ilkesini kamu kaynaklarından faydalanmanın yöntemleriyle beraber düşünmeliyiz.
Üçüncüsü konut kooperatifçiliğinin özünde ilkin barınma hakkından en yoksun durumdaki emekçi sınıflarını hedeflemesi gerekse de çoğu durumda kamunun isteksizliği ve rant hevesi, hedefler ile gerçekler arasındaki açıyı büyütüyor (bkz. M. Hakan Koçak). Yine de en zor şartlarda dahi emekçiler esinlendirici örnekler yaratmaktan geri kalmıyor (bkz. Mert Arslanalp ve Düzce Umut Evleri yazıları). Bu örneklerden bazılarını değerli emekleriyle var eden insanlar ve hikâyeleri de konutun yalnızca fiziki bir yapı değil, yaşamlarımızı kolektif olarak ördüğümüz, köklendiğimiz mekânlar olduğunu tekrar hatırlatıyor (bkz. Hatice Kurşuncu ve Suna Yılmaz, Selçuk Balamir ve Batıkent Hikâyeleri yazıları).
Nihayetinde “konut kooperatifçiliği” bir çatı kavram. Farklı coğrafyalarda kiralık konut kooperatifçiliği (bkz. Québec), hisse paylaşımlı kooperatifçilik (bkz. Andelsbolig), “gelire göre adil taksitli kooperatifçilik” (bkz. Gizem Aksümer), kitle finansmanlı kira sendikacılığı (bkz. Almanya-Mietshäuser Syndikat) gibi çok çeşitli stratejiler mevcut. Bu farklı örneklerde uygulanan birkaç ilerici fikri burada sıralayalım: “ortak mülkiyet”, “konutu kullanım hakkına geri çağırmak”, “barınmanın ötesinde, toplumsal dönüşüme angaje kolektifler, yaşam alanları yaratmak”, “konutu meta olmaktan çıkarmak.” Bu esinlendirici örneklerin, kavramların memleketin özgül şartlarında kurulacak müstakbel konut kooperatiflerine nasıl katkı sağlayabileceği üzerine de kafa yormakta büyük yarar var (bkz. Haluk Levent ile söyleşi).
beyond.istanbul’un “Mekânda Adalet ve Konut Kooperatifçiliği” sayısının ilk bölümünde, 1886’dan günümüze Türkiye konut kooperatifçiliğinin bir muhasebesini okurun dikkatine sunuyoruz. İkinci bölümde ise farklı coğrafyalardan esinlendirici örnekleri ziyaret ediyoruz. Sayının farklı fikirlere, dahası pratiklere vesile olması, “yüz çiçek açması, bin fikir yeşermesi” dileğiyle.
1- United Nations. (t.y.). Global issues: food [Food security and nutrition situation remains dire in 2023]. www.un.org/en/global-issues/food (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
2- Atayurt, U. (2022, 20 Mayıs). Kapıdaki gıda krizi – I: Hayatı tehdit eden gıda sistemi [İstanbul Gıda Strateji Belgesi’nin yazarları Hilal Elver, Mustafa Koç ve Bülent Şık ile söyleşi]. 1+1 Express. birartibir.org/ hayati-tehdit-eden-gida-sistemi/ (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
3- Velasco-Fernández, R. ve Pérez, A. (2022). Minerals crítics en conflicte I alternatives per la justícia global des de la compra pública: el cas del vehicle elèctric. www.medicusmundi.cat/wp-content/ uploads/2023/05/Informe_VehicleElectricdef.pdf (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
4- World Bank Group. (t.y.). Annual report 2024. www.worldbank.org/en/about/annual-report/ financial-summary#:~:text=%24117.5%20 billion%20in%20loans%2C%20grants,includes%20 multiregional%20and%20global%20operations (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
5- United Nations. (2023, 15 Ağustos). Adequate housing as a component of the right to an adequate standard of living, and on the right to non-discrimination in this context. docs.un.org/ en/A/78/192 (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
6- UN-HABITAT/OECD. (2024). Global State of National Urban Policy 2024: Building resilience and promoting adequate, inclusive and sustainable housing. unhabitat.org/sites/default/files/2024/10/ global-state-of-national-urban-policy-2024.pdf (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
7- QNB Invest. (t.y.). ENJSA’nın düzeltilmiş net kar rakamı beklentilerimizin üzerinde gerçekleşti.
www.qnbinvest.com.tr/investodak/qnbarastirma/ enjsanin-duzeltilmis-net-kar-rakami-beklentilerimizin-uzerinde-gerceklesti- (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
8- Fisher, M. (2009). Capitalist realism: Is there no alternative?. Zero Books; Türkçesi: Kapitalist gerçekçilik: Başka alternatif yok mu?. (Çev. G. Ç. Güven). Habitus Kitap. 2020.
9- Radical Housing Journal. (t.y.). Tenants union. radicalhousingjournal.org/?s=tenants+union (Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).
10- Olcan, A. ve Avcı, B. (2021, 28 Aralık). Boğaziçi direnişi ve Barınamıyoruz Hareketi: Bu gidişata dur demek için. [Boğaziçi Dayanışması ve Barınamıyoruz Hareketi’nin eylemcilerinden Hüseyin Arif Sarıyaşar, Beliz İnce ve Yunus Emre Karaca ile söyleşi]. 1+1 Express. birartibir.org/bu-gidisata-dur-demek-icin/
(Erişim tarihi: 31 Mayıs 2025).