• Beyond İstanbul’un “Mekanda Adalet ve Gıda” sayısını yayına hazırladığımız ağustos-eylül aylarında üreticisinin ortalama bir liradan tüccarlara sattığı bir kilo limonun süpermarketlerdeki tezgah fiyatı on lirayı geçti.

• Migros’un devraldığı Makro/Uyum Süpermarket işçileri haklarını alamadıkları için süpermarketlerde direnişe başladı.

• Gerekli sağlık kontrolleri yapılmadan ithal edilen büyükbaş hayvanların, hayvan haklarını hiçe sayarak yük gemileriyle çok kötü koşullarda taşınması sebebiyle Türkiye’nin farklı yerlerinde ölümcül şarbon hastalığı görülmeye başladı, karantina altına alınan mahalleler oldu.

• Dünyanın en büyük GDO’lu tohum üreticileri arasında yer alan, Türkiye’de de yaygın olarak kullanılan tarım ilaçlarının üreticisi Monsanto, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde şirketin yabani otları önlemek için kullanılan ilaçlarındaki glifosat maddesi yüzünden kansere yakalandığını söyleyen bir kişiye 289 milyon Dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

• Ordu’da meydana gelen sel felaketi fındık bahçelerini vurdu, tonlarca fındık denize aktı. Hükümetin fındık fiyatlarını açıklamaması sebebiyle üreticiler Ankara’ya yürümek istedi, eylemleri yasaklandı.

• Büyük bir gıda kriziyle boğuşan, her geçen gün açlığın arttığı Venezüela’nın devlet başkanı Maduro’nun İstanbul’daki pahalı et lokantası Nusr-et’e gitmesi uluslararası gündem oldu.

Türkiye’deki gıda gündeminin çarpıcı konu başlıklarını çoğaltmak mümkün. Çünkü artık gıda meselelerine karşı toplumsal hassasiyetimiz daha yüksek. Diğer taraftan toksik gıdalara karşı kişisel korkularımız artıyor, gıda-sağlık ilişkisine dair farkındalığımız büyüyor, “ölümsüzlük” vadeden süper gıdalar, iddialı tarifler, mucizevi diyetler, detoks formülleri sosyal medya mecralarında daha fazla yer buluyor.

Bizim açımızdan ise gıda meselesi mekanda adalet tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Gıdanın üretim ve tüketim döngüsünü bütünlüklü olarak ele aldığımızda, yani neyi gıda olarak tarif ettiğimize, gıdanın nerede, hangi koşullarda, kimler tarafından üretildiğine, üretilen gıdanın hangi kanallar, aktörler ve süreçler ile tüketim ağlarına sokulduğuna, bu gıdayı tüketicinin hangi önceliklerle ve nerelerden tedarik ettiğine ve tüketilen gıdanın atık olarak dönüşümüne baktığımızda çokkatmanlı bir mekansal boyut ile karşılaşıyoruz.

Gıdanın izini sürdüğümüzde kırsal ve kentsel mekan, köylü ve kentli, insan ve diğer canlılar, üretici ve tüketici gibi ikilikler arasında kaçınılmaz olarak bağlar kurmaya başlıyor, mekanda adaletsizlikleri ve bunlar karşısındaki adalet talebini tartıştığımız zemini genişletiyoruz.

Beyond İstanbul’un “Mekanda Adalet ve Gıda” sayısını, gıda meselesine yönelik artan bireysel ve toplumsal hassasiyeti mekanda adalet talebini genişletecek şekilde bükmek için bir katkı olması dileğiyle hazırladık. Bu sayıda egemen gıda sisteminin temel sorunlarını ele almanın ötesinde, bu sorunlara karşı çözüm arayışındaki İstanbul merkezli alternatif gıda inisiyatiflerinin imkan(sızlık)larını da anlamaya çalıştık.

        MAD adına Yaşar Adnan Adanalı

• Beyond İstanbul’un “Mekanda Adalet ve Gıda” sayısını yayına hazırladığımız ağustos-eylül aylarında üreticisinin ortalama bir liradan tüccarlara sattığı bir kilo limonun süpermarketlerdeki tezgah fiyatı on lirayı geçti.

• Migros’un devraldığı Makro/Uyum Süpermarket işçileri haklarını alamadıkları için süpermarketlerde direnişe başladı.

• Gerekli sağlık kontrolleri yapılmadan ithal edilen büyükbaş hayvanların, hayvan haklarını hiçe sayarak yük gemileriyle çok kötü koşullarda taşınması sebebiyle Türkiye’nin farklı yerlerinde ölümcül şarbon hastalığı görülmeye başladı, karantina altına alınan mahalleler oldu.

• Dünyanın en büyük GDO’lu tohum üreticileri arasında yer alan, Türkiye’de de yaygın olarak kullanılan tarım ilaçlarının üreticisi Monsanto, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde şirketin yabani otları önlemek için kullanılan ilaçlarındaki glifosat maddesi yüzünden kansere yakalandığını söyleyen bir kişiye 289 milyon Dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

• Ordu’da meydana gelen sel felaketi fındık bahçelerini vurdu, tonlarca fındık denize aktı. Hükümetin fındık fiyatlarını açıklamaması sebebiyle üreticiler Ankara’ya yürümek istedi, eylemleri yasaklandı.

• Büyük bir gıda kriziyle boğuşan, her geçen gün açlığın arttığı Venezüela’nın devlet başkanı Maduro’nun İstanbul’daki pahalı et lokantası Nusr-et’e gitmesi uluslararası gündem oldu.

Türkiye’deki gıda gündeminin çarpıcı konu başlıklarını çoğaltmak mümkün. Çünkü artık gıda meselelerine karşı toplumsal hassasiyetimiz daha yüksek. Diğer taraftan toksik gıdalara karşı kişisel korkularımız artıyor, gıda-sağlık ilişkisine dair farkındalığımız büyüyor, “ölümsüzlük” vadeden süper gıdalar, iddialı tarifler, mucizevi diyetler, detoks formülleri sosyal medya mecralarında daha fazla yer buluyor.

Bizim açımızdan ise gıda meselesi mekanda adalet tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Gıdanın üretim ve tüketim döngüsünü bütünlüklü olarak ele aldığımızda, yani neyi gıda olarak tarif ettiğimize, gıdanın nerede, hangi koşullarda, kimler tarafından üretildiğine, üretilen gıdanın hangi kanallar, aktörler ve süreçler ile tüketim ağlarına sokulduğuna, bu gıdayı tüketicinin hangi önceliklerle ve nerelerden tedarik ettiğine ve tüketilen gıdanın atık olarak dönüşümüne baktığımızda çokkatmanlı bir mekansal boyut ile karşılaşıyoruz.

Gıdanın izini sürdüğümüzde kırsal ve kentsel mekan, köylü ve kentli, insan ve diğer canlılar, üretici ve tüketici gibi ikilikler arasında kaçınılmaz olarak bağlar kurmaya başlıyor, mekanda adaletsizlikleri ve bunlar karşısındaki adalet talebini tartıştığımız zemini genişletiyoruz.

Beyond İstanbul’un “Mekanda Adalet ve Gıda” sayısını, gıda meselesine yönelik artan bireysel ve toplumsal hassasiyeti mekanda adalet talebini genişletecek şekilde bükmek için bir katkı olması dileğiyle hazırladık. Bu sayıda egemen gıda sisteminin temel sorunlarını ele almanın ötesinde, bu sorunlara karşı çözüm arayışındaki İstanbul merkezli alternatif gıda inisiyatiflerinin imkan(sızlık)larını da anlamaya çalıştık.

        MAD adına Yaşar Adnan Adanalı

DÖN