Mekanda Adalet Derneği (MAD), İstanbul ve ötesinde; daha adil, demokratik, ekolojik kent ve kırsal mekanlarda yaşama hedefiyle; disiplinler arası çalışmalar yaparak; yenilikçi, nitelikli ve kamusal bilgi üretmeyi, biriktirmeyi ve paylaşmayı amaçlıyor. beyond.istanbul’u MAD’ın, sosyal adalet ve mekan arasındaki ilişkinin farklı boyutlarını ele aldığımız yayın platformu olarak tasarladık.
Beyond İstanbul, yani ‘‘İstanbul’un Ötesi’’ ismi yayının karakterini de belirliyor. İstanbul ve mekan çalışmalarına disiplinler arası bir yerden yaklaştığımız bu mecrada; kent-kır, formel-enformel, doğa-insan, merkez-çeper, iyi-kötü, yasal-kaçak, yerel-küresel, planlı-plansız, teori-pratik, yatay-dikey, mimari-planlama gibi ikililiklerin ötesine geçmeyi hedefliyoruz.
Şubat 2017 itibariyle faaliyete başlayan beyond.istanbul internet sitesi ile günlük, haftalık ve aylık seriler halinde mekanda adalet içerikleri üretip paylaşırken, elinizde tuttuğunuz yayın ile başlayan basılı ve süreli yayın maceramızda ise her sayıda farklı bir konuya odaklanacağız. Bu dosya konuları hem teorik bir çerçeve hem de bir toplumsal talep olarak mekanda adalet kavramını derinleştirip çeşitlendirme amacını taşıyor.
Mekanda adalet çerçevesi içinde ele alınabilecek tartışmalar, daha çok kentsel dönüşümler ve başta İstanbul olmak üzere en görünür kentlerin en görünür mekanları üzerinden yürüyor. Özellikle kentsel dönüşüm uygulamalarında ortaya çıkan mağduriyetler ve hak ihlalleri, mekanda adalet talebinin daha yüksek sesle dile getirilmesini zorunlu kılıyor. Ancak, kentsel dönüşüm sürecinden bağımsız bir şekilde sosyal grupların yaşadıkları/çalıştıkları/bulundukları mekanlar ile kurdukları ilişki, tarihsel, kültürel, yapısal sebeplerden ötürü farklılıklar gösteriyor. Bu farklılıklar gündelik hayat pratiklerini ve kent ve kırsal mekanlarda yaşanan adaletsizlikleri de belirliyor. Örneğin, kimi sosyal gruplar bazı mekanlardan ve kentsel hizmetlerden ya kısmen ya da tamamen dışlanıyor. Erişilebilirlik, toplu taşıma, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama, konut hakkı, kamusal alan kullanımı gibi meselelerin anlamı, yetişkin erkekler, çocuklar, sakatlar, kadınlar, yaşlılar gibi farklı gruplar için ve her bir grup içinde de farklılıklar gösteriyor.
Peki neden Mekanda Adalet ve Sakatlık konusu ile başlamayı seçtik?
Bu soruyu cevaplamak için yayının kapağına tekrar bakalım. Körler için yapılan sarı şeridi bir obje olarak kapağa taşımaktaki maksadımız, muhtemelen yazılara da yansıyan, mekan ve sakatlık tartışmalarında toplumsal/siyasal yapının sınırlandırıcılığını vurgulayan yaklaşım ile erişilebilirliği mimari/kentsel müdahale sorununa indirgemeye hazır uzman refleksi arasındaki gerilime dikkat çekmekti. Bunu yaparken bu iki nokta arasındaki ilişkilerin kuvvetlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz MAD olarak, sosyal bilimlerin daha fazla mekan çalışmalarına, mimari/planlama/mühendislik gibi mekan disiplinlerinin de toplumsala yüzünü dönmesi gerektiğine inanarak disiplinler arası çalışmalar yürütüyoruz. İşte sakatlık tam da buna el veren bir konu.
Bu sayıya uzmanların yanı sıra, adalet mücadelesinin öznesi sakat düşünür ve aktivistlerden geniş bir katkı aldık. Ancak, istesek de bazı arkadaşları mekanımızda ağırlamamız oldukça zor. Çünkü mekanda adalet için çalışmalar yürüttüğümüz, bu yayını da hazırladığımız ofisimiz bir tekerlekli sandalye kullanıcısı için erişilebilir değil. Bir yanıyla erişilebilirlik gerçekten de fiziksel bir mesele; altyapı/planlama/mimari ile doğrudan ilişkili. Ama bir yanıyla da toplumsal güçlerin kimin kamusal alanda, kamunun imkanlarıyla varlık göstermesini meşru bulduğuyla şekilleniyor. Dolayısıyla, toplumsal yapıyı özgürleştirici “içeriden” ve “aşağıdan” mücadelelere kulak verirken, uzmanlık alanını da bu sesin yankısı ile tekrardan inşa etmek gerekiyor. İşte bu yüzden, mekanda adalet için tartışma zeminini doğru yerden kurmak, başlangıcı hakkıyla yapmak için ilk sayıyı sakatlık konusuna ayırdık.
MAD adına Yaşar Adnan Adanalı