Yaşar Adnan Adanalı: Elderly Entourage (Yaşlı Tayfa) çalışması nasıl ortaya çıktı?

Sarah Gunawan: Elderly Entourage, mimari imajlarda ileri yaştaki insanların görsel temsil oranını arttırmaya yönelik bir inisiyatiftir. İnisiyatif, 2017-2018 akademik yılında Buffalo Üniversitesi’nin Mimarlık ve Planlama Fakültesi’nde verdiğim “Yeni Normal(ler)” dersi sonucu ortaya çıktı. Ders kapsamında bir alıştırma olarak başlayan bu çalışma zamanla gelişerek ileri yaştaki insanların geniş çeşitlilikteki hareketlerini ve bedenlerini tasvir eden, bunlara açıklamaların eşlik ettiği bir insan figürü koleksiyonu websitesine dönüştü. Giderek büyüyen kes-yapıştır insan figürü koleksiyonu akademik kullanıma açıktır. Her resim içerdiği insan figürü sayısı ve hareket bazında kategorize edilmiştir; böylece odak noktası bir vücudun nasıl görünmesi gerektiğinden çok vücudun içerdiği hareket potansiyelidir. Elderly Entourage sayesinde mimari resim yapma sürecine müdahale edip öğrencileri, tasarım aşamasında ileri yaştaki insanların çeşitli hallerde somutlaşmış deneyimlerini kullanmaya davet etmek istiyorum.

İleri yaştaki insanların görsel tasvirlerinin mimari projelerde kullanılmaması bizi neden ilgilendirmeli?

Dünyanın birçok yerinde nüfus hızla yaşlanıyor, fakat mimari görsellerin korunaklı dünyasında yaşlı insanların varlığı kısıtlı. Mimari uygulamalarda görseller bir binanın mekansal özelliklerini, sosyal amaçlarını ve arzu edilen sakinlerini ifade etmemizin ana yoludur. Çizimlerimizde ve eskizlerimizde kullandığımız insan figürleri önemlidir; gelecekte inşa edilecek bu yapılara kimin ait olup kimin olmadığı hakkında bir örnek teşkil ederler. Fakat mimari görseller büyük çoğunlukla fiziksel olarak sağlıklı, genç ve beyaz insan figürleriyle doludur. Çoğu zaman farklı yaşlardan, ırklardan, kabiliyetlerden, cinsiyetlerden ve cinsel yönelimlerden insanları temsil etmekte sınıfta kalırlar. Profesyonel alandaki birçok kişi, bu çeşitlilik eksiğine tepki olarak justnotthesame.us ve nonscandinavia.com gibi insan figürü websiteleri yaratmışlardır.

Elderly Entourage, profesyonel alandaki bu giderek büyüyen görsel kapsayıcılık çabalarına dayalı olarak ortaya çıkmıştır ve kültürel, mimari alandaki gençlik takıntımıza karşı çıkıp yaşlanmak deneyiminin algılanış şekillerini genişletmek amacı güder. Gelecek yaşam alanı tasvirlerimizde farklı sosyal, fiziksel ve algısal kabiliyetleri olan ileri yaştaki insanları resmetmek, norm-dışı vücutları kucaklayan ve onlara yer ayıran bir kolektif bilinci oluşturma yolunda atabileceğimiz bir adımdır.

“Yeni Normal(ler)” adı altında verdiğiniz derslerin dayandığı düşünceyi açıklayabilir misiniz? “Zaten” normal olanla ilgili sorun ne? Niye “yeni” bir normale ihtiyacımız var ve neden çoğul olarak?

İnsanı beyaz, heteroseksüel, genç, fiziksel olarak sağlıklı, natrans bir erkek olarak tasvir eden soyut ve evrensel bir algı uzun bir süredir mimari söylemlerin ve tasarım eğitiminin merkezinde olmuştur. Vitruvius’un Mimari Üzerine On Kitap’ı erkek vücudunun ölçüleri ve orantıları baz alınarak mimariye nasıl şekil verilebileceğini anlatır. Le Courbusier ünlü fikri Modulor’u kitaplarına ve binalarına işlemiştir. Bu, mimari alanı ortalama bir İngiliz erkeğinin boyunu baz alarak hesaplamaya yarayan, antropometrik bir ölçme sistemidir. Ernst Neufert’in tasarladığı Bauentwurfslehre, daha sık kullanılan adıyla Neufert Mimar Veritabanı, mimarlık öğrencileri için bir referans belge olarak tasarlanmıştır. Amacı ise binaların hızlı ve sistematik bir şekilde tasarlanmasına önayak olmaktır. Batı’nın mimarlık tarihi bu idealize edilmiş insan figürlerini “farz edilen” normal olarak yüceltmiştir ve günümüzün inşaat kuralları ve ürün standartları sayesinde de inşa edilen alanların tasarımının temelinde hâlâ yer bulurlar.

Mimarlık mesleğinin özelinde normalin tek bir tanımının olmasının yarattığı problem ise, normlara uygun olmayan vücutların erişimini kısıtlayan, hatta tamamen ortadan kaldıran mekanların tasarımına yol açmasıdır. “Yeni Normal (ler)” dersi ve sergisi ise, vücudun normatif algılanış biçimlerini, insanın yaşlanması deneyimini kullanarak sarsmak amacı gütmüştür. Giderek büyüyen ileri yaştaki nüfus için yaşlanmak fiziksel, duyusal ve bilişsel kabiliyetlerinin değişmesi demektir; mekanı algılayış ve deneyimleme şekilleri de böylece değişir. Aktif bir yaşam sürebilmek için bireyler sıklıkla giderek genişleyen bir destekli-yaşam gereçleri sektörüne yönelirler. Bunlar fiziksel protezler, biyolojik destek ve teknolojik sistemleri de kapsar. Bu bedensel değişim ve desteklenme süreci, ileri yaştaki yetişkinlerin vücutlarının inşa edilmiş çevrelerle olan ilişkilerini gözden geçirmelerini gerektirir, böylece kendi “normal”lerinin tanımını sürekli değiştirirler.

İleri yaştaki yetişkinlerden öğrenebileceğimiz gibi, “normal” tekil ve durağan bir durum değil; her beden ve içinde bulunduğu ortam arasında geçen dinamik ve bireysel bir müzakeredir. Çeşitli hayat deneyimlerini tasarım sürecinin merkezine oturtmak, bize insan vücudu hakkındaki normatif varsayımlarımızı sorgulamak ve tasarımcılar olarak içinden baktığımız bakış açılarını genişletmek için olanak verir.

İleri yaştaki insanların fikirlerini mekansal üretim süreçlerine nasıl dahil edebiliriz?

İnsanlar giderek daha uzun ve daha sağlıklı hayatlar yaşıyorlar. Hayatın ileri aşamaları artık bir gerilemeden çok, kişisel memnuniyet ve aidiyet hislerini elde etmeye uygun bir zaman dilimi olarak algılanıyor. Bu aynı zamanda, olgun bireylerin giderek daha fazla oranda bulundukları yerde, kendi etraflarında yarattıkları yuva ve sosyal çevre içerisinde yaşlanma istekleriyle de uyuşuyor. Yaşlanmak hakkındaki fikirler değişse bile inşa edilen çevre bu değişen isteklere yavaş yavaş uyum sağlıyor.

İnşa edilen çevreyi onların çeşitli gereksinim ve isteklerine cevap verecek şekilde nasıl adapte edebileceğimizi anlamak için ileri yaştaki bireylerle iletişim kurmamız gerekiyor. Bu da tasarımcıların kişisel ve profesyonel anlamda yaşlı bireylerin deneyimlerine önem vermelerini, jenerasyonlar arası iletişimi kuvvetlendirmelerini ve ileri yaştaki bireylerin fikirlerini dikkatle dinlemelerini zorunlu kılıyor. İnanıyorum ki mimarlıkta bu süreci toplumsal fikir alışverişlerini, interaktif atölyeleri ve birlikte tasarım süreçlerini akademik eğitim programına dahil ederek başlatabiliriz. Örneğin, “Yeni Normal(ler)” dersi kapsamında öğrencilerin katıldığı “Toplumu Çizmek” atölyesi, mimarlık öğrencileri ve ileri yaştaki yetişkinler arasında jenerasyonlar arası diyalog kurmayı hedefleyen interaktif bir atölyeydi. Birebir ve küçük gruplar halinde kurgulanan atölyede öğrenciler ileri yaştaki yetişkinlerle diyalog kurdular ve onların ortak paylaştıkları yapılı çevreyle etkileşimleri üzerine çizimler ürettiler. Bu sayede, öğrenciler yaşlı yurttaşların yaşam deneyimleri hakkında fikir edindiler ve bu fikirler onların gelecek tasarım keşifleri için belirleyici oldu.

İleri yaştaki bireylerin fikirlerini dinlemek ve onların görsel temsillerini daha görünür kılmak küçük hareketler olsa da, birlikte, bizi herkese karşı sorumlu bir meslek anlayışına doğru hareket ettirebilir. Yani soyut, anonim, ya da idealize edilmiş kullanıcılar için değil, dünya hakkında heterojen, somut deneyimleri olan gerçek insanlar için…

Çeviren: İdil Karacadağ

Yaşar Adnan Adanalı: Elderly Entourage (Yaşlı Tayfa) çalışması nasıl ortaya çıktı?

Sarah Gunawan: Elderly Entourage, mimari imajlarda ileri yaştaki insanların görsel temsil oranını arttırmaya yönelik bir inisiyatiftir. İnisiyatif, 2017-2018 akademik yılında Buffalo Üniversitesi’nin Mimarlık ve Planlama Fakültesi’nde verdiğim “Yeni Normal(ler)” dersi sonucu ortaya çıktı. Ders kapsamında bir alıştırma olarak başlayan bu çalışma zamanla gelişerek ileri yaştaki insanların geniş çeşitlilikteki hareketlerini ve bedenlerini tasvir eden, bunlara açıklamaların eşlik ettiği bir insan figürü koleksiyonu websitesine dönüştü. Giderek büyüyen kes-yapıştır insan figürü koleksiyonu akademik kullanıma açıktır. Her resim içerdiği insan figürü sayısı ve hareket bazında kategorize edilmiştir; böylece odak noktası bir vücudun nasıl görünmesi gerektiğinden çok vücudun içerdiği hareket potansiyelidir. Elderly Entourage sayesinde mimari resim yapma sürecine müdahale edip öğrencileri, tasarım aşamasında ileri yaştaki insanların çeşitli hallerde somutlaşmış deneyimlerini kullanmaya davet etmek istiyorum.

İleri yaştaki insanların görsel tasvirlerinin mimari projelerde kullanılmaması bizi neden ilgilendirmeli?

Dünyanın birçok yerinde nüfus hızla yaşlanıyor, fakat mimari görsellerin korunaklı dünyasında yaşlı insanların varlığı kısıtlı. Mimari uygulamalarda görseller bir binanın mekansal özelliklerini, sosyal amaçlarını ve arzu edilen sakinlerini ifade etmemizin ana yoludur. Çizimlerimizde ve eskizlerimizde kullandığımız insan figürleri önemlidir; gelecekte inşa edilecek bu yapılara kimin ait olup kimin olmadığı hakkında bir örnek teşkil ederler. Fakat mimari görseller büyük çoğunlukla fiziksel olarak sağlıklı, genç ve beyaz insan figürleriyle doludur. Çoğu zaman farklı yaşlardan, ırklardan, kabiliyetlerden, cinsiyetlerden ve cinsel yönelimlerden insanları temsil etmekte sınıfta kalırlar. Profesyonel alandaki birçok kişi, bu çeşitlilik eksiğine tepki olarak justnotthesame.us ve nonscandinavia.com gibi insan figürü websiteleri yaratmışlardır.

Elderly Entourage, profesyonel alandaki bu giderek büyüyen görsel kapsayıcılık çabalarına dayalı olarak ortaya çıkmıştır ve kültürel, mimari alandaki gençlik takıntımıza karşı çıkıp yaşlanmak deneyiminin algılanış şekillerini genişletmek amacı güder. Gelecek yaşam alanı tasvirlerimizde farklı sosyal, fiziksel ve algısal kabiliyetleri olan ileri yaştaki insanları resmetmek, norm-dışı vücutları kucaklayan ve onlara yer ayıran bir kolektif bilinci oluşturma yolunda atabileceğimiz bir adımdır.

“Yeni Normal(ler)” adı altında verdiğiniz derslerin dayandığı düşünceyi açıklayabilir misiniz? “Zaten” normal olanla ilgili sorun ne? Niye “yeni” bir normale ihtiyacımız var ve neden çoğul olarak?

İnsanı beyaz, heteroseksüel, genç, fiziksel olarak sağlıklı, natrans bir erkek olarak tasvir eden soyut ve evrensel bir algı uzun bir süredir mimari söylemlerin ve tasarım eğitiminin merkezinde olmuştur. Vitruvius’un Mimari Üzerine On Kitap’ı erkek vücudunun ölçüleri ve orantıları baz alınarak mimariye nasıl şekil verilebileceğini anlatır. Le Courbusier ünlü fikri Modulor’u kitaplarına ve binalarına işlemiştir. Bu, mimari alanı ortalama bir İngiliz erkeğinin boyunu baz alarak hesaplamaya yarayan, antropometrik bir ölçme sistemidir. Ernst Neufert’in tasarladığı Bauentwurfslehre, daha sık kullanılan adıyla Neufert Mimar Veritabanı, mimarlık öğrencileri için bir referans belge olarak tasarlanmıştır. Amacı ise binaların hızlı ve sistematik bir şekilde tasarlanmasına önayak olmaktır. Batı’nın mimarlık tarihi bu idealize edilmiş insan figürlerini “farz edilen” normal olarak yüceltmiştir ve günümüzün inşaat kuralları ve ürün standartları sayesinde de inşa edilen alanların tasarımının temelinde hâlâ yer bulurlar.

Mimarlık mesleğinin özelinde normalin tek bir tanımının olmasının yarattığı problem ise, normlara uygun olmayan vücutların erişimini kısıtlayan, hatta tamamen ortadan kaldıran mekanların tasarımına yol açmasıdır. “Yeni Normal (ler)” dersi ve sergisi ise, vücudun normatif algılanış biçimlerini, insanın yaşlanması deneyimini kullanarak sarsmak amacı gütmüştür. Giderek büyüyen ileri yaştaki nüfus için yaşlanmak fiziksel, duyusal ve bilişsel kabiliyetlerinin değişmesi demektir; mekanı algılayış ve deneyimleme şekilleri de böylece değişir. Aktif bir yaşam sürebilmek için bireyler sıklıkla giderek genişleyen bir destekli-yaşam gereçleri sektörüne yönelirler. Bunlar fiziksel protezler, biyolojik destek ve teknolojik sistemleri de kapsar. Bu bedensel değişim ve desteklenme süreci, ileri yaştaki yetişkinlerin vücutlarının inşa edilmiş çevrelerle olan ilişkilerini gözden geçirmelerini gerektirir, böylece kendi “normal”lerinin tanımını sürekli değiştirirler.

İleri yaştaki yetişkinlerden öğrenebileceğimiz gibi, “normal” tekil ve durağan bir durum değil; her beden ve içinde bulunduğu ortam arasında geçen dinamik ve bireysel bir müzakeredir. Çeşitli hayat deneyimlerini tasarım sürecinin merkezine oturtmak, bize insan vücudu hakkındaki normatif varsayımlarımızı sorgulamak ve tasarımcılar olarak içinden baktığımız bakış açılarını genişletmek için olanak verir.

İleri yaştaki insanların fikirlerini mekansal üretim süreçlerine nasıl dahil edebiliriz?

İnsanlar giderek daha uzun ve daha sağlıklı hayatlar yaşıyorlar. Hayatın ileri aşamaları artık bir gerilemeden çok, kişisel memnuniyet ve aidiyet hislerini elde etmeye uygun bir zaman dilimi olarak algılanıyor. Bu aynı zamanda, olgun bireylerin giderek daha fazla oranda bulundukları yerde, kendi etraflarında yarattıkları yuva ve sosyal çevre içerisinde yaşlanma istekleriyle de uyuşuyor. Yaşlanmak hakkındaki fikirler değişse bile inşa edilen çevre bu değişen isteklere yavaş yavaş uyum sağlıyor.

İnşa edilen çevreyi onların çeşitli gereksinim ve isteklerine cevap verecek şekilde nasıl adapte edebileceğimizi anlamak için ileri yaştaki bireylerle iletişim kurmamız gerekiyor. Bu da tasarımcıların kişisel ve profesyonel anlamda yaşlı bireylerin deneyimlerine önem vermelerini, jenerasyonlar arası iletişimi kuvvetlendirmelerini ve ileri yaştaki bireylerin fikirlerini dikkatle dinlemelerini zorunlu kılıyor. İnanıyorum ki mimarlıkta bu süreci toplumsal fikir alışverişlerini, interaktif atölyeleri ve birlikte tasarım süreçlerini akademik eğitim programına dahil ederek başlatabiliriz. Örneğin, “Yeni Normal(ler)” dersi kapsamında öğrencilerin katıldığı “Toplumu Çizmek” atölyesi, mimarlık öğrencileri ve ileri yaştaki yetişkinler arasında jenerasyonlar arası diyalog kurmayı hedefleyen interaktif bir atölyeydi. Birebir ve küçük gruplar halinde kurgulanan atölyede öğrenciler ileri yaştaki yetişkinlerle diyalog kurdular ve onların ortak paylaştıkları yapılı çevreyle etkileşimleri üzerine çizimler ürettiler. Bu sayede, öğrenciler yaşlı yurttaşların yaşam deneyimleri hakkında fikir edindiler ve bu fikirler onların gelecek tasarım keşifleri için belirleyici oldu.

İleri yaştaki bireylerin fikirlerini dinlemek ve onların görsel temsillerini daha görünür kılmak küçük hareketler olsa da, birlikte, bizi herkese karşı sorumlu bir meslek anlayışına doğru hareket ettirebilir. Yani soyut, anonim, ya da idealize edilmiş kullanıcılar için değil, dünya hakkında heterojen, somut deneyimleri olan gerçek insanlar için…

Çeviren: İdil Karacadağ

DÖN