çev. Umut Kocagöz

Küba’da Organik Kentsel Tarım

Fernando Funes Aguilar, Küba Tarım ve Ormancılık Teknisyenleri Derneği (ACTAF), Havana, Küba

Son 20 yıllık süreçte ekolojik ilkelere dayalı Kentsel Tarım başarılı bir ulusal program olageldi. Kent tarımına dair herhangi bir deneyim sahibi olmayan bu hareket, çatılarda, balkonlarda, lastik içlerinde ve kullanılmayan tanklarda bitkisel üretime başladı. Devletin uygun arazileri halka tahsis etmesine Kübalı yurttaşlar kitlesel katılım gösterdi. Kentsel tarım böylece avlularda, meyveliklerde, permakültür tasarımlarında, bahçelerde ve büyük alanlarda organopónicos2  formunda, yoğun bahçeler, arsalar, banliyö çiftlikleri, korunan ve yarı korunan mahsuller şeklinde yapılmıştır. Yeni çiftçiler ailelerinin tüketmesi ve fazlasını da komşularına satmak üzere sebze üretmeye başladılar. Bu çabalar, 20 yıldan kısa bir sürede güçlü bir hareket oluşturdu. Aynı zamanda, Tarım Bakanlığı tarafından teşvik edilen Kentsel Tarım Ulusal Programı sayesinde sebze, meyve, yumurta ve küçükbaş hayvancılık üretiminde birkaç yıl içinde bin kattan fazla artış gözlendi.

Kentsel tarım 4,5 milyondan fazla kişiyi kapsamaktadır. Organopónico’lar, yoğun bahçeler ve yarı korunan kentsel mahsul, ortalama 1,3-1,4 milyon ton ürünü kapsamakta ve bütün kentsel tarım ürünleri de yaklaşık 4,5-5 milyon ton ürünü kapsamaktadır. Zararlı böcekler ve hastalıklara karşı mücadele, herhangi bir kimyasal kullanılmadan, münavebe ve çoklu ürün yetiştirme yöntemleri yaygın bir şekilde uygulanarak ve koruyucu bitkiler kullanılarak biyolojik yöntemlerle sürdürülmektedir. Toprak koruma ve iyileştirme pratikleri yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Küba’da mevcut kentsel tarım ve kent çeperlerinde yapılan tarım, ülkenin yaklaşık %75 oranındaki sebze ve taze baharat ihtiyacını karşılamaktadır. Halkın vitamin ve mineral ihtiyacı bu tarımla karşılanmaktadır. Kentsel tarım, çocuklu grupların, hamilelerin ve bakım evlerinin, ilkokulların ve hastanelerin vitamin ihtiyacını garanti altına almaktadır. Halkımız yerel ve yerli kültüre has, aynı zamanda besleyici gıdaya erişebilmektedir. Sağlık ve eğitim hizmetleri ile kentsel ve kent çeperindeki tarım bu başarıya ciddi katkılar sağlamıştır.


Permakültür ile Yaşam Alanlarını Geliştirme

John Nzira, UKUVUNA3  Kentsel tarım koordinatörü ve yöneticisi

Afrika kıtasının birçok ülkesinde olduğu gibi Güney Afrika nüfusunun %60’tan fazlası kentlerde yaşamaktadır ve kentleşmenin yakın gelecekte artmaya devam etmesi beklenmektedir. Bu artışın daha çok “kasabacıklarda” (township) hissedileceği söylenebilir. Kasabacıklar, kökleri Aparteid döneminde bulunabilecek, kent ve kasaba çeperlerinde beyaz-olmayan emek gücünün yaşadığı yoksul kentsel alanlardır. Kasabacıklar halihazırda temel hizmetler  (barınma, enerji, su ve temizlik işleri, sosyal ve sağlık hizmetlerine erişim), işsizlik, ve HIV/AIDS konularında ciddi zorluklar yaşamaktadır. Başka bir tedirgin edici mesele ise gıda güvencesizliğidir. Bugün kent sakinlerinin büyük çoğunluğu yerleşik süpermarketler ve hazır yemek zincirlerinin işlenmiş gıda kaynaklarına bağımlıdır. Bu bağımlılığın sağlık üzerindeki etkileri (obezite ve diyabet Güney Afrika’daki temel kamu sağlığı sorunu haline gelmiştir) yanında, hane içi giderin büyük payının gıda harcamaları olması açısından da sonuçları büyüktür. Güney Afrika’da kentsel tarım yalnızca gıda tedariğinin bir parçası değil; aynı zamanda bir hayatta kalma stratejisi olması açısından da popülerlik kazanmaktadır.4 UKUVUNA Kentsel Tarım permakültür yoluyla kent sakinlerinin nitelikli gıdaya erişimini sağlarken üretken etkinlikler yoluyla sağlıklı bir yaşam alanı inşa etme gibi ikili bir göreve katkı sunmak için kuruldu. Öngörülemeyen ve dengesiz çağımızda, tatminkar ve mutlu, sürdürülebilir bir yaşam için değişimin temel aracının topluluklar olduğunu ve topluluklar içinde örgütlenen insanların kendi gıdasını üretmek ve çevreyi korumak için sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz.


Gıda Adaleti Mücadelesi Yaşam Mücadelesidir

Stephen Bartlett, Louisville Sürdürülebilir Tarım (SAL), Topluluk Çiftlikleri Birliği ve Aile Tarımı Savunucuları (FFD), Ulusal Aile Çiftçileri Koalisyonu (NFFC) üyesidir.

Burada, bir Orta-Batı Amerika kenti olan Louisville Kentucky’de, gıda egemenliği hareketinin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Bu kentte yaşayan insanların sağlığı uzun erimli ekonomik adaletsizlik ve ırkçılık ile kronik ayrımcılık veya topraktan ve hayat kaynaklarından genel bir yabancılaşmadan mustariptir. İnsanlar, şekerli ve işlenmiş yağlardan oluşan fast food yemek kültüründen kaynaklı fazla kilolu ve obezdir. Diyabet ve kalp hastalıkları çok sayıda kişiyi erken yaşta öldürmekte veya sakat bırakmaktadır. Çocuklar dahi hastalanmaktadır. Deneysel eğitim ve topluluk örgütlenmelerine dayanan sıkı bir çalışmayla bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Kent bahçeciliğinde, yemek pişirmekte ve çocuklara yüzme kampları düzenlemede onuncu yılımızı henüz devirdik. Tarımsal üretim gruplarını örgütlüyor, gıdayı beraber üretip beraber işliyoruz. Marjinal topluluklarda uyguladığımız “taze durak” programları ile yerel çiftçileri davet ettiğimiz “taze duraklarda” sağlıklı gıdayı toptan fiyata tüketicilerle buluşturuyoruz. Tüketiciler bir hafta önceden, sübvanse edilmiş gıda kutularını satın alıyor. Bu, bir yandan gıda adaleti bir yandan da hayat mücadelesi. Birçok kişinin bu süreçte emeği var; insanlar dayanışmayı deneyimlerken kapitalist sistemin yapısal sömürüsüne dair farkındalık kazanıyor.


1-  Nyéléni  Bülteni, Eylül 2012, sayı 11, çev. Umut Kocagöz.

2- Organik tarım bahçeleri sistemi. Bu bahçeler çoğunlukla organik maddeler ve topraktan yapılmış kısa duvarlarla çevrilmiş olup damla sulama sistemi kullanılmaktadır.

3- Zula dilinde “verimli hasat” anlamına gelmektedir. Detaylı bilgi için bkz.urbanfarming.yolasite.com/

4- Güney Afrika’daki başka bir kentsel tarım projesi olan Abalimi Bezekhaya (Çiftçilerin Evi) için bkz. www.abalimi.org.za/ ve harvestofhope.co.za/

çev. Umut Kocagöz

Küba’da Organik Kentsel Tarım

Fernando Funes Aguilar, Küba Tarım ve Ormancılık Teknisyenleri Derneği (ACTAF), Havana, Küba

Son 20 yıllık süreçte ekolojik ilkelere dayalı Kentsel Tarım başarılı bir ulusal program olageldi. Kent tarımına dair herhangi bir deneyim sahibi olmayan bu hareket, çatılarda, balkonlarda, lastik içlerinde ve kullanılmayan tanklarda bitkisel üretime başladı. Devletin uygun arazileri halka tahsis etmesine Kübalı yurttaşlar kitlesel katılım gösterdi. Kentsel tarım böylece avlularda, meyveliklerde, permakültür tasarımlarında, bahçelerde ve büyük alanlarda organopónicos2  formunda, yoğun bahçeler, arsalar, banliyö çiftlikleri, korunan ve yarı korunan mahsuller şeklinde yapılmıştır. Yeni çiftçiler ailelerinin tüketmesi ve fazlasını da komşularına satmak üzere sebze üretmeye başladılar. Bu çabalar, 20 yıldan kısa bir sürede güçlü bir hareket oluşturdu. Aynı zamanda, Tarım Bakanlığı tarafından teşvik edilen Kentsel Tarım Ulusal Programı sayesinde sebze, meyve, yumurta ve küçükbaş hayvancılık üretiminde birkaç yıl içinde bin kattan fazla artış gözlendi.

Kentsel tarım 4,5 milyondan fazla kişiyi kapsamaktadır. Organopónico’lar, yoğun bahçeler ve yarı korunan kentsel mahsul, ortalama 1,3-1,4 milyon ton ürünü kapsamakta ve bütün kentsel tarım ürünleri de yaklaşık 4,5-5 milyon ton ürünü kapsamaktadır. Zararlı böcekler ve hastalıklara karşı mücadele, herhangi bir kimyasal kullanılmadan, münavebe ve çoklu ürün yetiştirme yöntemleri yaygın bir şekilde uygulanarak ve koruyucu bitkiler kullanılarak biyolojik yöntemlerle sürdürülmektedir. Toprak koruma ve iyileştirme pratikleri yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Küba’da mevcut kentsel tarım ve kent çeperlerinde yapılan tarım, ülkenin yaklaşık %75 oranındaki sebze ve taze baharat ihtiyacını karşılamaktadır. Halkın vitamin ve mineral ihtiyacı bu tarımla karşılanmaktadır. Kentsel tarım, çocuklu grupların, hamilelerin ve bakım evlerinin, ilkokulların ve hastanelerin vitamin ihtiyacını garanti altına almaktadır. Halkımız yerel ve yerli kültüre has, aynı zamanda besleyici gıdaya erişebilmektedir. Sağlık ve eğitim hizmetleri ile kentsel ve kent çeperindeki tarım bu başarıya ciddi katkılar sağlamıştır.


Permakültür ile Yaşam Alanlarını Geliştirme

John Nzira, UKUVUNA3  Kentsel tarım koordinatörü ve yöneticisi

Afrika kıtasının birçok ülkesinde olduğu gibi Güney Afrika nüfusunun %60’tan fazlası kentlerde yaşamaktadır ve kentleşmenin yakın gelecekte artmaya devam etmesi beklenmektedir. Bu artışın daha çok “kasabacıklarda” (township) hissedileceği söylenebilir. Kasabacıklar, kökleri Aparteid döneminde bulunabilecek, kent ve kasaba çeperlerinde beyaz-olmayan emek gücünün yaşadığı yoksul kentsel alanlardır. Kasabacıklar halihazırda temel hizmetler  (barınma, enerji, su ve temizlik işleri, sosyal ve sağlık hizmetlerine erişim), işsizlik, ve HIV/AIDS konularında ciddi zorluklar yaşamaktadır. Başka bir tedirgin edici mesele ise gıda güvencesizliğidir. Bugün kent sakinlerinin büyük çoğunluğu yerleşik süpermarketler ve hazır yemek zincirlerinin işlenmiş gıda kaynaklarına bağımlıdır. Bu bağımlılığın sağlık üzerindeki etkileri (obezite ve diyabet Güney Afrika’daki temel kamu sağlığı sorunu haline gelmiştir) yanında, hane içi giderin büyük payının gıda harcamaları olması açısından da sonuçları büyüktür. Güney Afrika’da kentsel tarım yalnızca gıda tedariğinin bir parçası değil; aynı zamanda bir hayatta kalma stratejisi olması açısından da popülerlik kazanmaktadır.4 UKUVUNA Kentsel Tarım permakültür yoluyla kent sakinlerinin nitelikli gıdaya erişimini sağlarken üretken etkinlikler yoluyla sağlıklı bir yaşam alanı inşa etme gibi ikili bir göreve katkı sunmak için kuruldu. Öngörülemeyen ve dengesiz çağımızda, tatminkar ve mutlu, sürdürülebilir bir yaşam için değişimin temel aracının topluluklar olduğunu ve topluluklar içinde örgütlenen insanların kendi gıdasını üretmek ve çevreyi korumak için sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz.


Gıda Adaleti Mücadelesi Yaşam Mücadelesidir

Stephen Bartlett, Louisville Sürdürülebilir Tarım (SAL), Topluluk Çiftlikleri Birliği ve Aile Tarımı Savunucuları (FFD), Ulusal Aile Çiftçileri Koalisyonu (NFFC) üyesidir.

Burada, bir Orta-Batı Amerika kenti olan Louisville Kentucky’de, gıda egemenliği hareketinin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Bu kentte yaşayan insanların sağlığı uzun erimli ekonomik adaletsizlik ve ırkçılık ile kronik ayrımcılık veya topraktan ve hayat kaynaklarından genel bir yabancılaşmadan mustariptir. İnsanlar, şekerli ve işlenmiş yağlardan oluşan fast food yemek kültüründen kaynaklı fazla kilolu ve obezdir. Diyabet ve kalp hastalıkları çok sayıda kişiyi erken yaşta öldürmekte veya sakat bırakmaktadır. Çocuklar dahi hastalanmaktadır. Deneysel eğitim ve topluluk örgütlenmelerine dayanan sıkı bir çalışmayla bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Kent bahçeciliğinde, yemek pişirmekte ve çocuklara yüzme kampları düzenlemede onuncu yılımızı henüz devirdik. Tarımsal üretim gruplarını örgütlüyor, gıdayı beraber üretip beraber işliyoruz. Marjinal topluluklarda uyguladığımız “taze durak” programları ile yerel çiftçileri davet ettiğimiz “taze duraklarda” sağlıklı gıdayı toptan fiyata tüketicilerle buluşturuyoruz. Tüketiciler bir hafta önceden, sübvanse edilmiş gıda kutularını satın alıyor. Bu, bir yandan gıda adaleti bir yandan da hayat mücadelesi. Birçok kişinin bu süreçte emeği var; insanlar dayanışmayı deneyimlerken kapitalist sistemin yapısal sömürüsüne dair farkındalık kazanıyor.


1-  Nyéléni  Bülteni, Eylül 2012, sayı 11, çev. Umut Kocagöz.

2- Organik tarım bahçeleri sistemi. Bu bahçeler çoğunlukla organik maddeler ve topraktan yapılmış kısa duvarlarla çevrilmiş olup damla sulama sistemi kullanılmaktadır.

3- Zula dilinde “verimli hasat” anlamına gelmektedir. Detaylı bilgi için bkz.urbanfarming.yolasite.com/

4- Güney Afrika’daki başka bir kentsel tarım projesi olan Abalimi Bezekhaya (Çiftçilerin Evi) için bkz. www.abalimi.org.za/ ve harvestofhope.co.za/

DÖN