1920-30 yıllarında İstiklâl Caddesi ve çevresinde sinema salonlarında yoğun bir artış oldu. Bu sinemaların çoğu ilk açıldığı dönemde gayrimüslimlerce işletilirken, Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül Olayları sonrasında el değiştirilmeleri sonucunda isimleri de değişti. Bu salonlar farklı tarzda filmler göstererek (yerli, yabancı, yetişkin filmleri gibi…) farklı izleyici kitlelerine hitap etmiş, döneminin en seçkin ve en uğrak mekânları hâline gelmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde, Beyoğlu’nda özellikle artan kira bedelleri ve izleyici sayısının giderek azalmasıyla sinema salonları kapanmaya başladı. Adım adım kepenklerini kapatan sinema salonlarından en dikkat çekeni ise Emek Sineması’ydı. 

1973 yılında tekstil atölyesi ve deposuna dönüşmüş olan İpek Sineması’nda çıkan yangın, ön tarafta bulunan Cercle d’Orient binasına sıçramıştı. Binanın bu süreçten sonra atıl kalması, Emek Sineması’nın da giderek azalan izleyicisi ve yapının depreme dayanıklı olmaması, blokun 2013 yılında tamamen elden geçirilmesine zemin hazırlamış oldu. Grand Pera (Büyük Pera) adı verilen yeni projede Cercle d’Orient binası restorasyona girerken, Emek Sineması’nın binasında rekonstrüksiyon çalışması başladı. Gezi Parkı eylemlerinden hemen önce gerçekleşen protestolar ve yayımlanan birçok makale, sürecin durdurulmasına yardımcı olmadı. 2016 yılında Emek Sineması, Grand Pera’nın en üst katında yeniden açıldı.2

Beyoğlu’nda kapanan tiyatro salonlarına bakıldığında, yapıların uzun süre atıl kaldıktan sonra başka bir mekâna dönüştüğü görülebiliyor. Örneğin Atatürk Kültür Merkezi’nin otopark katında bulunan Aziz Nesin Sahnesi, binanın rekonstrüksiyonu nedeniyle tarihe karışırken, Tepebaşı Tiyatrosu bugün TRT Binası olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde hâlâ atıl durumda yenilenmeyi bekleyen Muammer Karaca Tiyatrosu binasının ilgi görmemesi yakın dönemde sosyal medyada çok konuşulmuştu. Ekrem İmamoğlu Nisan 2019’da, sosyal medya üzerinden tiyatronun aslına uygun olarak restore edilip yeniden açılacağını duyurdu.3

Kitabevlerinin kapanması ise artan kira bedelleri nedeniyle taşınmak zorunda kalmalarıyla ilişkili. Bu kitabevlerinden bazıları ayakta kalabilmek adına “kitabevi /kafe”ye dönüşse de, karşılanamayacak kira talepleri ve azalan müşteri sayısı sebebiyle kepenklerini indirmek zorunda kalmıştır. Bu süreçte, Beyoğlu’nun tarihi mekânlarından biri olan Librairie de Pera’nın (Pera Kitapçısı) kapatılması birçok habere de konu olmuştu.

Türkiye’nin ilk kitap müzayede mekânı olan Librairie de Pera, İstanbul’un en eski kitapçılarından biriydi. Kitapçının bulunduğu bina Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olduğundan ve ikinci derece tarihi eser niteliği taşıdığından, dükkânın son sahibi Uğur Güracar binayı restore etmeyi ve kirasını artırmayı teklif etmişti. Vakıflar, Güracar’ın teklifini kabul etmedi, kira bedelinin on katı talep edildiği için kitapçıyı kapatmak zorunda kaldı.

Beyoğlu’nun kapanan kültür merkezlerinde ekonomik sebepler rol oynarken, istisna bir durumda olan Atatürk Kültür Merkezi’nde, “binanın ömrünü tamamladığı” gerekçesiyle rekonstrüksiyon çalışması başlatıldı. 2008 yılından sonra işlevsizleştirilen Atatürk Kültür Merkezi binası, 2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı eylemlerinde iç mekânının polislerce karakol, dış cephesinin ise eylemcilerce aktif biçimde kullanılmasıyla daha da göze battı. Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’nde verilen kararla yıkılacağı kesinleşen Atatürk Kültür Merkezi, 2018 yılına dek süren çeşitli davalar neticesinde yıkılamamıştı. Tamamı yıkılan binanın yerinde mimar Murat Tabanlıoğlu’nun tasarladığı yeni kültür merkezi yapısının inşaatı sürüyor.


1- Listede sadece kapanan kültür mekânlarına yer verilmiş, Robinson Crusoe 389 gibi taşınan /yer değiştiren mekânlara değinilmemiştir. Liste 2019 yılında hazırlanmıştır.

2- Emek Sineması eylemleriyle ilgili bu sayıda Enis Köstepen’in yazısını inceleyebilirsiniz.

3- Gazete Duvar. (2019, 30 Nisan). İmamoğlu açıkladı: Muammer Karaca Tiyatrosu geri dönüyor. gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/04/30/muammer-karaca-tiyatrosu-geri-donuyor/

1920-30 yıllarında İstiklâl Caddesi ve çevresinde sinema salonlarında yoğun bir artış oldu. Bu sinemaların çoğu ilk açıldığı dönemde gayrimüslimlerce işletilirken, Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül Olayları sonrasında el değiştirilmeleri sonucunda isimleri de değişti. Bu salonlar farklı tarzda filmler göstererek (yerli, yabancı, yetişkin filmleri gibi…) farklı izleyici kitlelerine hitap etmiş, döneminin en seçkin ve en uğrak mekânları hâline gelmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde, Beyoğlu’nda özellikle artan kira bedelleri ve izleyici sayısının giderek azalmasıyla sinema salonları kapanmaya başladı. Adım adım kepenklerini kapatan sinema salonlarından en dikkat çekeni ise Emek Sineması’ydı. 

1973 yılında tekstil atölyesi ve deposuna dönüşmüş olan İpek Sineması’nda çıkan yangın, ön tarafta bulunan Cercle d’Orient binasına sıçramıştı. Binanın bu süreçten sonra atıl kalması, Emek Sineması’nın da giderek azalan izleyicisi ve yapının depreme dayanıklı olmaması, blokun 2013 yılında tamamen elden geçirilmesine zemin hazırlamış oldu. Grand Pera (Büyük Pera) adı verilen yeni projede Cercle d’Orient binası restorasyona girerken, Emek Sineması’nın binasında rekonstrüksiyon çalışması başladı. Gezi Parkı eylemlerinden hemen önce gerçekleşen protestolar ve yayımlanan birçok makale, sürecin durdurulmasına yardımcı olmadı. 2016 yılında Emek Sineması, Grand Pera’nın en üst katında yeniden açıldı.2

Beyoğlu’nda kapanan tiyatro salonlarına bakıldığında, yapıların uzun süre atıl kaldıktan sonra başka bir mekâna dönüştüğü görülebiliyor. Örneğin Atatürk Kültür Merkezi’nin otopark katında bulunan Aziz Nesin Sahnesi, binanın rekonstrüksiyonu nedeniyle tarihe karışırken, Tepebaşı Tiyatrosu bugün TRT Binası olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde hâlâ atıl durumda yenilenmeyi bekleyen Muammer Karaca Tiyatrosu binasının ilgi görmemesi yakın dönemde sosyal medyada çok konuşulmuştu. Ekrem İmamoğlu Nisan 2019’da, sosyal medya üzerinden tiyatronun aslına uygun olarak restore edilip yeniden açılacağını duyurdu.3

Kitabevlerinin kapanması ise artan kira bedelleri nedeniyle taşınmak zorunda kalmalarıyla ilişkili. Bu kitabevlerinden bazıları ayakta kalabilmek adına “kitabevi /kafe”ye dönüşse de, karşılanamayacak kira talepleri ve azalan müşteri sayısı sebebiyle kepenklerini indirmek zorunda kalmıştır. Bu süreçte, Beyoğlu’nun tarihi mekânlarından biri olan Librairie de Pera’nın (Pera Kitapçısı) kapatılması birçok habere de konu olmuştu.

Türkiye’nin ilk kitap müzayede mekânı olan Librairie de Pera, İstanbul’un en eski kitapçılarından biriydi. Kitapçının bulunduğu bina Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olduğundan ve ikinci derece tarihi eser niteliği taşıdığından, dükkânın son sahibi Uğur Güracar binayı restore etmeyi ve kirasını artırmayı teklif etmişti. Vakıflar, Güracar’ın teklifini kabul etmedi, kira bedelinin on katı talep edildiği için kitapçıyı kapatmak zorunda kaldı.

Beyoğlu’nun kapanan kültür merkezlerinde ekonomik sebepler rol oynarken, istisna bir durumda olan Atatürk Kültür Merkezi’nde, “binanın ömrünü tamamladığı” gerekçesiyle rekonstrüksiyon çalışması başlatıldı. 2008 yılından sonra işlevsizleştirilen Atatürk Kültür Merkezi binası, 2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı eylemlerinde iç mekânının polislerce karakol, dış cephesinin ise eylemcilerce aktif biçimde kullanılmasıyla daha da göze battı. Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’nde verilen kararla yıkılacağı kesinleşen Atatürk Kültür Merkezi, 2018 yılına dek süren çeşitli davalar neticesinde yıkılamamıştı. Tamamı yıkılan binanın yerinde mimar Murat Tabanlıoğlu’nun tasarladığı yeni kültür merkezi yapısının inşaatı sürüyor.


1- Listede sadece kapanan kültür mekânlarına yer verilmiş, Robinson Crusoe 389 gibi taşınan /yer değiştiren mekânlara değinilmemiştir. Liste 2019 yılında hazırlanmıştır.

2- Emek Sineması eylemleriyle ilgili bu sayıda Enis Köstepen’in yazısını inceleyebilirsiniz.

3- Gazete Duvar. (2019, 30 Nisan). İmamoğlu açıkladı: Muammer Karaca Tiyatrosu geri dönüyor. gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/04/30/muammer-karaca-tiyatrosu-geri-donuyor/

DÖN